Kış Aylarında Obezite Riski Artıyor: Uzmanından 5 Kritik Öneri
Kış Aylarında Obezite Riski ve Korunma Yolları

Kış mevsiminin gelişiyle birlikte kapalı alanlarda geçirilen zamanın artması ve fiziksel aktivitenin azalması, vücut ağırlığında istenmeyen değişikliklere yol açabiliyor. Medicana Bursa Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Hande Güngör, bu dönemde artan atıştırmalık tüketimi ve yağlı-şekerli besin tercihlerinin obezite riskini yükselttiğini belirtiyor.

Kışın Artan Obezite Tehlikesi

Uzman Diyetisyen Hande Güngör, kış aylarında hareketsiz geçirilen sürenin uzaması ve beslenme alışkanlıklarının değişmesi nedeniyle vücutta fazla yağ birikimi olarak tanımlanan obezitenin arttığını vurguluyor. Güngör, sağlıklı bir yaşam için mevsimine uygun beslenme ve ideal kilo korumanın önemine dikkat çekiyor.

Soğuk havalarda vücut ısısını korumak için yeterli sıvı alımının şart olduğunu ifade eden Güngör, günde en az 2-2,5 litre su içilmesini öneriyor. Sıvı ihtiyacının karşılanmasında ıhlamur, adaçayı, kuşburnu çayı ve açık çay gibi içeceklerin tercih edilebileceğini belirtiyor.

Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Vitaminler

Kış mevsiminde artan soğuk algınlığı ve enfeksiyon riskine karşı A, C, D ve E vitaminleri açısından zengin beslenmenin bağışıklık sistemine önemli katkıları olduğunu aktaran Güngör, günde en az 2 porsiyon meyve ve 3 porsiyon sebze tüketilmesini tavsiye ediyor.

Kış sebzeleri olarak havuç, brokoli, kabak, lahana, karnabahar, pırasa ve maydanozun; meyvelerden ise portakal, mandalina ve elmanın tercih edilmesi gerektiğini söylüyor. Ayrıca E vitamini kaynağı olan kuru baklagiller ve kuruyemişlerin günlük beslenmede yer alması gerektiğini ekliyor.

Haftada 2-3 kez nohut, kuru fasulye, mercimek ve barbunya gibi kurubaklagiller tüketilmesini öneren Güngör, günde 20-30 gram ceviz, badem ve fındık gibi kuruyemişlerin yeterli olacağını belirtiyor.

D Vitamini Eksikliğine Dikkat

Kemik ve diş sağlığı için kritik öneme sahip olan D vitamininin kış aylarında güneş ışınlarından yeterince yararlanılamadığını ifade eden Güngör, bu eksikliğin giderilmesi için haftada 2-3 kez balık tüketilmesini tavsiye ediyor.

Balığın D vitamini yanı sıra omega-3 yağ asitleri, kalsiyum, fosfor, selenyum, iyot mineralleri ve E vitamini içerdiğini hatırlatan Güngör, kış aylarında yüksek yağlı besin tüketiminden kaçınılması gerektiğini vurguluyor.

Margarin, tereyağ, yağlı etler ve yüksek kolesterol içeren sakatat ürünlerinin sınırlı tüketilmesi, bunun yerine zeytinyağı, yağlı tohumlar ve kuruyemişlerin uygun porsiyonlarda tüketilmesi öneriliyor.

Şeker Tüketimini Sınırlandırın

Kış aylarında basit karbonhidrat içeren şekerli besinlere ve tatlılara yönelimin arttığını belirten Güngör, Dünya Sağlık Örgütü'nün önerisine göre günlük şeker alımının toplam enerji alımının en fazla yüzde 10'u kadar olması gerektiğini hatırlatıyor.

Basit şekerler yerine tam buğday ekmeği, bulgur gibi tahıllar, kurubaklagiller, meyveler ve şekeri azaltılmış sütlü ya da meyveli tatlıların tercih edilmesini öneriyor.

Sağlıklı Pişirme Yöntemleri ve Ev Yapımı Ürünler

Sağlıklı beslenme açısından sağlıklı pişirme yöntemleri kullanılarak hazırlanan ev yapımı geleneksel gıdaların tüketiminin teşvik edilmesi gerektiğini söyleyen Güngör, özellikle çocukların hazır ve paketli besinler yerine ev yapımı sağlıklı besinlerle bilinçlendirilmesinin önemine dikkat çekiyor.

Geleneksel ev yapımı gıdaların yapay koruyucu ve katkı maddesi içermediğini, doğal ve raf ömürlerinin işlenmiş ürünlere göre daha kısa olduğunu belirten Güngör, bu kültürel mirasın sürdürülmesinin yerel üretime, sağlıklı yaşama ve beslenmeye önemli katkıları olduğunu vurguluyor.