Kim derdi ki o mütevazı patlıcan, sadece bir imam bayıldı malzemesi olmaktan çıkıp bilim dünyasını sarsacak? İnanması güç ama gerçek: Son araştırmalar, bu mor sebzenin kanser hücreleriyle savaşta inanılmaz bir potansiyel taşıdığını gösteriyor.
Aslında patlıcanın koyu mor rengi bile başlı başına bir ipucu aslında. Bu rengi veren antosiyaninler -ki onlara doğanın küçük savaşçıları diyebiliriz- vücudumuzdaki serbest radikallere karşı amansız bir mücadele veriyor. Ve işte şimdi, bilim insanları bu savaşın kanser hücrelerini de hedef aldığını keşfetmiş durumda.
Laboratuvardan Çıkan Sonuçlar Şaşkınlık Yaratıyor
Çalışmayı yürüten ekip, patlıcan özütünün özellikle meme ve kolon kanseri hücre hatlarında çarpıcı etkiler gösterdiğini belirtiyor. "Hücre proliferasyonunu inhibe ettiğini gözlemledik" diyorlar - ki bu, kanser hücrelerinin çoğalmasını yavaşlattığı anlamına geliyor. Tabii hemen heyecanlanmayın derim, henüz erken aşamada bu bulgular.
Peki nasıl oluyor da sıradan bir sebze böyle olağanüstü şeyler yapabiliyor? Cevap: Nasolinede yatıyor. Evet, patlıcanda bulunan bu doğal bileşik, adeta bir gizli ajan gibi kanser hücrelerinin içine sızıyor ve onları kendi kendini yok etmeye zorluyor. Apoptoz denen bu süreç aslında vücudumuzun doğal bir temizlik mekanizması - patlıcan ise buna destek oluyor.
Pratikte Ne Yapmalı?
Şimdi hemen markete koşup tonlarca patlıcan almadan önce şunu söylemeliyim: Bu bir sihirli değnek değil. Uzmanlar uyarıyor - patlıcanı dengeli beslenmenin bir parçası olarak tüketmek önemli. Kızartmasından ziyade fırında veya ızgara olarak hazırlamak en iyisi. Unutmayın, hiçbir besin tek başına mucize yaratmaz.
Beslenme uzmanlarına göre, haftada 2-3 porsiyon patlıcan tüketmek antioksidan alımınızı ciddi oranda artırıyor. Tabii yanında domates, zeytinyağı ve sarımsakla hazırlanmış hali - Anadolu'nun bin yıllık geleneği - belki de en ideal tüketim şekli.
Son söz: Bilim ilerliyor, doğanın bize sunduğu nimetlerin değerini her gün daha iyi anlıyoruz. Patlıcan belki kansere kesin çare değil ama sağlıklı beslenme puzzle'ının önemli bir parçası olabilir. Kim bilir, belki de ninelerimizin "ye oğlum patlıcanı, faydalıdır" demelerindeki bilgelik, şimdi bilimsel olarak kanıtlanıyordur.
