
Gün geçmiyor ki sağlıkla ilgili yeni bir veri karşımıza çıkmasın. Bu kez rakamlar gerçekten düşündürücü: yapılan geniş kapsamlı taramalarda tam 232 bin kişiye diyabet, 81 bin kişiye de hipertansiyon tanısı konuldu. Durum ciddi, hem de çok ciddi!
Şimdi düşünüyorum da, acaba bu insanların kaçı aslında hasta olduğunun farkındaydı? Belki de çoğu "Benim tansiyonum biraz oynar" deyip geçiştiriyordu. İşte taramaların önemi tam da burada ortaya çıkıyor - görünmeyeni görünür kılıyor.
Rakamlar Ne Söylüyor?
Şöyle bir bakalım:
- Diyabet tanısı alanların sayısı neredeyse küçük bir şehir nüfusu kadar
- Hipertansiyon vakaları ise büyük bir ilçe nüfusuna denk geliyor
- En çok etkilenen yaş grubu 40-65 arası
Uzmanlar ise durumu "sessiz tsunami" olarak nitelendiriyor. Haklılar da! Çünkü her iki hastalık da sinsice ilerliyor ve fark edilmediğinde geri dönüşü zor hasarlara yol açabiliyor.
Peki Neden Bu Kadar Yaygın?
Aslında cevap basit ama uygulaması zor: modern yaşam tarzımız. Hareketsizlik, fast food kültürü, stres... Hepsi bir araya gelince vücut alarm vermeye başlıyor. Bir de üstüne genetik yatkınlık eklenince ortaya bu tablo çıkıyor.
"Aman canım, bana bir şey olmaz" diyenlerdenseniz, bir kez daha düşünün derim. Çünkü rakamlar gösteriyor ki kronik hastalıklar kapımızda bekliyor. Üstelik kimseyi ayırt etmeden!
Ne Yapmalı?
Öncelikle paniğe kapılmayın. Çözüm aslında basit adımlarda gizli:
- Düzenli check-up yaptırın
- Beslenmenize dikkat edin (evet, o sevdiğiniz tatlılardan biraz uzak durun)
- Hareket edin - günde 30 dakika yürüyüş bile yeterli
- Stres yönetimini öğrenin
Unutmayın, bu hastalıklar kader değil. Çoğu zaman yaşam tarzı tercihlerimizin sonucu. Değişim zor ama imkansız değil. Hele ki sağlık söz konusu olduğunda...