İç Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Mustafa Temizel, 14 Kasım Dünya Diyabet Günü kapsamında diyabet farkındalığının artırılmasının önemine dikkat çekti. Temizel, özellikle az bilinen diyabet türlerinden LADA'nın (Latent Autoimmune Diabetes in Adults) tanı ve tedavisi konusunda önemli bilgiler paylaştı.
LADA Diyabet Nedir?
Doç. Dr. Mustafa Temizel, toplumda genellikle tip 1 ve tip 2 diyabetin bilindiğini, ancak 'yetişkinlerin gizli otoimmün diyabeti' olarak tanımlanan LADA tipi diyabetin de önemli bir sağlık sorunu olduğunu vurguladı. LADA'nın yetişkinlerde görülen diyabet vakalarının yüzde 3 ila 12'sini oluşturduğunu belirten Temizel, bu diyabet türünün tıp literatüründe 'tip 1.5 diyabet' olarak da anıldığını ifade etti.
"LADA ne tip 1 diyabet kadar hızlı seyreder, ne de tip 2 diyabet gibi sadece insülin direnciyle açıklanabilir" diyen Temizel, bu nedenle tanı koymanın oldukça güç olduğunu sözlerine ekledi.
LADA Diyabetin 7 Önemli Belirtisi
Doç. Dr. Temizel, diyabetin tipi ne olursa olsun hastaların yakınmalarının genellikle benzer olduğunu belirterek LADA'nın başlıca belirtilerini şöyle sıraladı:
Ağız kuruluğu ve çok su içme isteği
Sık idrara çıkma
Sürekli yorgunluk hissi
Sebepsiz kilo kaybı
Ellerde ve ayaklarda uyuşma
Yaraların geç iyileşmesi
Bulanık görme
Temizel, bu benzerlikler nedeniyle bazı tip 2 diyabet hastalarının aslında LADA hastası olduğunun fark edilmeyebileceğine dikkat çekti. Araştırmaların, tip 2 diyabet teşhisi konan bireylerin yaklaşık yüzde 14'ünün aslında LADA tipi diyabet olduğunu gösterdiğini ifade etti.
Tanı ve Tedavi Süreci
LADA tanısında en önemli kriterlerden birinin otoantikor testleri olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Temizel, Anti-GAD, IAA ve ICA gibi antikorların varlığının otoimmün diyabeti işaret ettiğini belirtti. Ayrıca C-peptid ölçümü ile pankreasın insülin üretim kapasitesinin değerlendirilebileceğini söyledi.
"LADA hastalarında başlangıçta tablet tedavisi uygulanabilir ancak birkaç ay içinde bu tedavi yetersiz hale gelir" diyen Temizel, bu hastaların erken dönemde insülin tedavisine ihtiyaç duyduğunu ifade etti.
Erken insülin tedavisinin komplikasyon riskini önemli ölçüde azalttığını vurgulayan Temizel, yanlış tanı konulduğunda beta hücre rezervinin hızla tükenebileceği uyarısında bulundu.
Risk Grupları ve Korunma
Doç. Dr. Temizel, özellikle zayıf yapılı yetişkinlerde LADA görülme sıklığının daha yüksek olduğunu belirtti. Kişinin vücut tipi, kolesterol düzeyleri ve metabolik profilinin de LADA olasılığı konusunda yol gösterici olabileceğini ifade etti.
LADA tipi diyabet için henüz kesinleşmiş bir tedavi algoritması bulunmamakla birlikte temel hedefin, hem kan şekeri kontrolünü sağlamak hem de pankreastaki beta hücre rezervini korumak olduğunu söyleyen Temizel, erken tanı, düzenli takip ve kişiye özel tedavi planlamasının büyük önem taşıdığını vurguladı.
Doç. Dr. Mustafa Temizel sözlerini şöyle tamamladı: "Tedavide amaç, sadece kan şekeri değerlerini normale döndürmek değildir; aynı zamanda hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak, pankreasın kalan insülin üretim kapasitesini korumaktır. Bu da hastaların düzenli aralıklarla kontrol edilmesi, beslenme ve egzersiz programlarına uyum sağlaması, gerektiğinde zamanında insülin tedavisine geçilmesiyle mümkündür."