O gün her şey normal başlamıştı. İbrahim Yıldız, her zamanki gibi işine gidiyordu. Kim bilebilirdi ki bir anlık talihsizliğin hayatını tamamen değiştireceğini? Aniden üzerine devrilen o kocaman ağaç... İşte o anda her şey altüst oldu.
Ambulans sesleri, koşturan doktorlar, yoğun bakımın o soğuk ışıkları... İki ay boyunca İbrahim Yıldız, derin bir uykunun pençesindeydi. Ailesi her gün başucundaydı, onun için dua ediyor, bir mucize bekliyorlardı.
Doktorlar Bile İnanamadı
İki ay. Altmış gün. Bin dört yüz kırk saat. Ailesi için her anı bir umut mücadelesiydi. Ve sonra o beklenen an geldi! İbrahim Yıldız, gözlerini açtı. Doktorların "bu kadar ağır bir travmadan bu kadar çabuk çıkması mucize" dediği o an, ailesi için hayatlarının en mutlu günü oldu.
Şimdi? İbrahim Yıldız konuşabiliyor, yemek yiyebiliyor, hatta ayağa kalkmaya bile başladı. Tabii ki kolay olmuyor - fizik tedavi seansları, kontroller, ilaçlar... Ama o, hayata tutunmak için elinden geleni yapıyor.
Ailenin Mutluluğu Görülmeye Değer
Eşi ve çocukları artık daha rahat uyuyabiliyor. "Her sabah uyandığımızda ilk iş onun yanına koşuyoruz" diyor eşi gözleri dolarak. "Artık bize gülümsüyor, bu bile her şeye değer."
Bu tür vakalarda iyileşme süreci genellikle çok daha uzun sürerken, İbrahim Bey'in hızlı toparlanması tıp dünyasında da heyecan yarattı. Doktorlar, "Bu kadar kısa sürede bu kadar iyi bir gelişim gösteren hastalar her gün karşımıza çıkmıyor" diye ekliyor.
Peki ya bundan sonrası? İbrahim Yıldız'ın tamamen iyileşmesi için önünde uzun bir rehabilitasyon süreci var. Ama artık en zor kısmı geride bıraktı - hayata döndü. Ve ailesiyle birlikte, ikinci bir şansın değerini her gün daha iyi anlıyor.
