Erkeklerin orta yaş döneminde kapıyı çalan ve hayat kalitesini ciddi anlamda düşüren prostat büyümesi, aslında sandığınızdan çok daha yaygın bir sorun. Üroloji Uzmanı Op. Dr. Alper Başakcı, bu can sıkıcı meseleye dair bilinmeyenleri ve çözüm yollarını Sabah için anlattı.
Peki nedir bu prostatın büyümesine sebep olan? Dr. Başakcı, işin özüne inerek açıklıyor: "İlerleyen yaşla birlikte hormonal dengeler değişiyor. Özellikle testosteron ve östrojen dengesizliği, prostat dokusunun büyümesine zemin hazırlayan temel faktörlerden biri." Yani, yaşlanma kaçınılmaz olsa da, bu sürecin getirdikleriyle başa çıkmak mümkün.
Kimler Risk Altında?
Ailesinde prostat problemi olanlar, dikkat! Genetik yatkınlık, bu konuda önemli bir rol oynuyor. Ama hemen telaşa kapılmayın; çünkü Dr. Başakcı, erken teşhisin ve düzenli kontrollerin öneminin altını çiziyor. "50 yaş üstü her erkeğin yılda bir kez ürolojik muayeneden geçmesi, olası problemleri önceden tespit edebilmek adına hayati önem taşıyor" diyor.
Belirtileri Tanımak Çok Önemli
- Gece boyunca defalarca tuvalete kalkma ihtiyacı hissetmek
- İdrar yaparken zorlanma, kesik kesik idrar yapma
- İdrarın tamamen bitmediği hissi (Tam boşalamama hissi)
- Aniden gelen ve ertelenemeyen idrara çıkma dürtüsü
- İdrar akış gücünde belirgin bir azalma
Bu tip şikayetleriniz varsa, göz ardı etmeyin. Zira Dr. Başakcı, "Bu belirtiler sadece prostat büyümesinden kaynaklanmayabilir, altında yatan başka ciddi sebepler olabilir" uyarısında bulunuyor. Yani, kendi kendine teşhis koymak yerine bir uzmana görünmek en doğrusu.
Modern Tedavi Yöntemleri Umut Verici
Eskiden cerrahi müdahale tek çare olarak görülürdü. Fakat günümüzdeki teknolojik gelişmeler sayesinde ilaç tedavileri ve minimal invaziv cerrahi yöntemler oldukça başarılı sonuçlar veriyor. "Hastanın durumuna göre kişiselleştirilmiş bir tedavi planı oluşturuyoruz" diyen Dr. Başakcı, her hastaya aynı tedaviyi uygulamak yerine, özelleştirilmiş yaklaşımların önemine vurgu yapıyor.
Sonuç olarak, prostat büyümesi yaşlanmanın doğal bir parçası olabilir ama çaresiz değiliz. Düzenli kontroller, sağlıklı bir yaşam tarzı ve doğru tedavi yöntemleriyle bu süreci çok daha rahat yönetmek mümkün. Unutmayın, erken teşhis her zaman en iyi tedavidir.
