Hayallerinin önüne hiçbir engelin dikilmesine izin vermeyen bir genç kızın hikayesi, sanat dünyasında yankı uyandırıyor. 23 yaşındaki özel gereksinimli birey, tutkusuyla adeta bir fırça darbesiyle hayatına renk katmayı başardı.
Kimileri için 'imkansız' denen şeyleri, o 'bir şekilde olur' diyerek aştı. Elleri titrese de, kalbiyle resmetti her bir tabloyu. Şimdi onlarca eser, onun azminin kanıtı olarak sergileniyor.
Fırçasıyla Hayata Tutundu
Çocukluğundan beri içindeki sanat aşkını bastıramayan bu genç kız, özel durumunun getirdiği zorlukları adeta tuvaline aktardı. Her fırça darbesi, aslında bir mücadelenin öyküsüydü. 'Yapamam' diyenlere inat, 'yaparım' dedi ve...
- İlk tablosunu 15 yaşında tamamladı
- Şimdiye kadar 30'dan fazla eser üretti
- Özel teknikler geliştirerek kendi tarzını yarattı
Ailesinin desteği olmasa belki de bu yeteneği hiç keşfedilmeyecekti. Annesi, "Kızımın gözlerindeki o ışığı görünce, onun için elimden geleni yapmam gerektiğini anladım" diyor gözyaşları içinde.
Sanatın İyileştirici Gücü
Uzmanlar, sanatın özel gereksinimli bireyler üzerindeki olumlu etkilerini vurguluyor. Bu genç kızın hikayesi de bunun en güzel örneklerinden biri. Resim yapmak onun için sadece bir hobi değil, aynı zamanda bir terapi yöntemi haline gelmiş.
Psikologlar, sanatla uğraşmanın:
- Özgüveni artırdığını
- İnce motor becerilerini geliştirdiğini
- Duygusal ifadeyi kolaylaştırdığını
belirtiyor. Nitekim bizim genç sanatçımız da bu gelişimi bizzat yaşayanlardan.
Şimdilerde bir sergi açmayı hayal ediyor. "İnsanlara ilham olmak istiyorum" diyor gözleri parlarken. Onun hikayesi, aslında hepimize bir ders niteliğinde: Engel dediğimiz şeyler, çoğu zaman sadece kafamızın içinde.
