
Şu ekran başındaki hayatımız bir garip değil mi? Sabah telefonla başlıyor, gün boyu bilgisayar, akşam da televizyon derken gözlerimiz neredeyse hiç dinlenmiyor. Oysa onlara birazcık ilgi göstermek aslında o kadar da zor değil.
Göz doktorları, özellikle son yıllarda dijital göz yorgunluğu şikayetlerinin tavan yaptığını söylüyor. Peki ne yapmalı?
Ekranla Aramıza Mesafe Koyalım
Telefonu yüzümüze yapıştırmak, bilgisayarı burnumuzun dibine çekmek... Hepimizin suçu. İdeal mesafe? Telefon için en az 30-40 cm, bilgisayar için 50-60 cm. Evet, biraz uzak gelecek ama gözleriniz size teşekkür edecek.
20-20-20 Kuralı Unutulmaz!
Bu kuralı duymuşsunuzdur: Her 20 dakikada bir, 20 saniye boyunca 20 feet (yaklaşık 6 metre) uzağa bakmak. Ofiste çalışıyorsanız, masa başında bile uygulayabileceğiniz süper bir yöntem.
Göz Kırpmayı Hatırla
Ekrana odaklandığımızda göz kırpma sayımız yarıya düşüyor. Bu da kuruluğa davetiye çıkarıyor. Bilinçli olarak göz kırpmayı hatırlamak gerekiyor. Zor değil, sadece alışkanlık meselesi.
Doğru Aydınlatma Şart
Karanlık odada parlak ekran - gözler için işkence gibi bir şey. Ortam aydınlatmasını ekran parlaklığına göre ayarlamak çok önemli. Ayrıca ekran parlaklığını otomatik moda almak akıllıca olur.
Güneş Gözlüğü Sadece Yazlık Değil
UV ışınları bulutlu günlerde bile zarar verebiliyor. Kaliteli bir güneş gözlüğü sadece şık görünmek için değil, göz sağlığı için de gerekli.
Beslenme Gözden Kaçmasın
Havuç gerçekten iyi geliyor ama tek başına yetmiyor. Omega-3, C ve E vitaminleri, lutein içeren besinler gözler için adeta doping etkisi yapıyor. Ispanak, somon, ceviz, portakal listenizde olsun.
Düzenli Kontrol Hayat Kurtarır
"Gözüm ağrımıyor ki niye gideyim" demeyin. Birçok göz hastalığı erken evrede belirti vermiyor. Yılda bir kez check-up yaptırmak, ileride oluşabilecek ciddi problemleri önleyebilir.
Makyaj Malzemelerine Dikkat
Eski rimeller, göz kalemleri bakteri yuvasına dönüşebiliyor. Makyaj malzemelerinizin son kullanma tarihlerini kontrol etmek ve başkalarıyla paylaşmamak basit ama etkili bir önlem.
Aslında her şey küçük alışkanlıklarla başlıyor. Gözlerimiz -biraz klişe olacak ama- gerçekten dünyaya açılan pencerelerimiz. Onlara iyi bakalım ki, dünyayı net görebilelim.