Vallahi şu rakamları duyunca insanın aklı duruyor. Türkiye'de acil servis kapılarından içeri girenlerin sayısı tam tamına 170 milyon! Bu, neredeyse ülke nüfusunun iki katı demek. İnanılır gibi değil ama gerçek.
Sağlık Bakanlığı'nın açıkladığı veriler, durumun vahametini tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyor. Aciller adeta insan seli altında. Peki bu kadar insan neden acillere koşuyor? Aslında cevap basit: İnsanlar normal randevu alamıyor ya da 'acil' kavramını yanlış anlıyor.
Acil Olmayan Vakalar Sistemin Belini Büktü
Grip, hafif ateş, basit baş ağrıları... Bunlar için acile gitmek ne kadar doğru? Bence hiç değil. Ama maalesef insanlarımız en ufak şikayetle soluğu acillerde alıyor. Bu da gerçek acil vakaların önünde uzun kuyruklar oluşmasına neden oluyor.
Doktorlar ise adeta birer kahraman. Günlerce, gecelerce, bayramlarda, tatillerde... Durup dinlenmeden çalışıyorlar. Ama bu tempo onları da tüketiyor. Bir düşünsenize, bir acil doktoru günde yüzlerce hasta bakıyor. Bu nasıl bir yük?
Çözüm Ne Olabilir?
Bana kalırsa ilk yapılması gereken, insanları bilinçlendirmek. Acilin ne demek olduğunu anlatmak. Sonra da aile hekimliği sistemini güçlendirmek. İnsanlar kolayca randevu alabilse, acillere bu kadar yığılır mı sanki?
Bir diğer mesele de hastane sayıları. Büyük şehirlerdeki hastaneler tıklım tıklım ama taşrada durum nasıl? Oralarda acil servislere ulaşım bile problem olabiliyor.
Velhasıl, 170 milyon rakamı sadece bir sayı değil. Arkasında yatan hikayeler, sıkıntılar, beklentiler var. Bu yükü hafifletmek için hep birlikte çaba göstermemiz şart. Yoksa bu sistem daha ne kadar dayanır, bilemiyorum doğrusu.