
İstanbul'da sağlık alanında adeta bir patlama yaşanıyor. Bu yılın ilk dokuz ayında gerçekleştirilen muayene sayısı, 80 milyon sınırını çoktan geride bıraktı. Rakamlar öyle yüksek ki, neredeyse her İstanbullunun en az 5-6 kez doktor kapısını çaldığını söylemek mümkün.
Sağlık Bakanlığı yetkilileri, bu artışın nedenlerini şöyle açıklıyor: "Şehir nüfusunun artması, pandemi sonrası bilinçlenme ve yeni açılan sağlık tesisleri, bu rekorun arkasındaki başlıca etkenler." Tabii bir de şu var: İstanbullular artık 'Boğazım ağrıyor' deyip geçmiyor, ciddiye alınıyor!
Peki bu rakamlar ne anlama geliyor?
Uzmanlara göre bu durum, bir yandan sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaştığını gösterirken, diğer yandan da şehirdeki yoğunluğun sağlık sistemine yükünü ortaya koyuyor. Özellikle aile hekimliklerindeki yoğunluk dikkat çekici. Kimi hekimler günde 100'den fazla hastaya bakmak zorunda kalıyor - ki bu, ideal sayının neredeyse iki katı!
İşin ilginç yanı, muayene sayılarındaki bu artışa rağmen, hastanelerdeki yatak doluluk oranlarında ciddi bir artış gözlenmiyor. Bu da şu anlama geliyor: İnsanlar artık hastalanmayı beklemiyor, önlem almak için erken davranıyor. Eh, bu da aslında iyi bir şey sayılır, değil mi?
En çok hangi branşlar öne çıkıyor?
- Dahiliye: Neredeyse her 3 muayeneden biri
- Çocuk sağlığı: Özellikle okul dönemlerinde patlama yaşanıyor
- Kardiyoloji: Stresli şehir hayatının bedeli
- Göz hastalıkları: Dijital ekran maratonunun sonuçları
Sağlık çalışanları ise bu yoğun tempoda adeta birer 'süper kahramana' dönüşmüş durumda. Bir hemşirenin dediği gibi: "Bazen öyle bir koşturmacanın içinde buluyoruz ki kendimizi, çay içmeyi unuttuğumuz oluyor!"
Peki ya gelecek? Uzmanlar, bu eğilimin devam edeceği görüşünde. Özellikle kış aylarında grip vakalarının da eklenmesiyle sayıların daha da artabileceği belirtiliyor. Yani anlayacağınız, İstanbul'da sağlık çalışanlarına iş çok!