O gün her şey normal başlamıştı aslında. Hava biraz serin, ama futbol oynamak için ideal bir cumartesi akşamıydı. İstanbul'un o bildik koşturmacasından kaçıp halı sahaya sığınan bir grup genç, hayatın telaşını unutmak için top peşinde koşuyordu. Kimi ofis stresini atıyor, kimi arkadaşlarıyla hasret gideriyor, kimi de sadece ter atmak için oradaydı.
Maçın ortalarına doğru, tam oyunun en hararetli anında, birden her şey ters gitmeye başladı. 30'lu yaşlarının başındaki genç adam, aniden yere yığıldı. Önce şaka sanıldı belki, oyunun bir parçası. Ama sonra durumun ciddiyeti anlaşıldı.
Yardım Yetişemedi
Ortalık bir anda karıştı tabii. Kimi su getirdi, kimi soğuk havlu. Arkadaşları hemen 112'yi aradılar, ama ne yazık ki gelen sağlık ekiplerinin tüm müdahalelerine rağmen genç adamı kurtaramadılar. Kalbi durmuştu bir kere. Belki de hiç farkında olmadığı bir kalp rahatsızlığı vardı, kim bilir?
Bazen öyle oluyor işte - hayat en beklenmedik anlarda sürprizler yapıyor. Bir anda her şey değişiveriyor. O gün sahaya çıkan diğer gençler için de unutulmaz bir akşam oldu bu. Futbolun keyfi bir anda kabusa dönüştü.
Spor Yaparken Bunlara Dikkat!
Uzmanlar sık sık uyarıyor zaten: Spor yapmak sağlıklı ama kontrolsüz yapılan ani efor, özellikle de gizli kalp rahatsızlığı olanlarda ölümcül olabiliyor. Şöyle bir düşünün - kaçımız düzenli spor öncesi kalp check-up'ı yaptırıyoruz ki? Çoğumuz için spor, doğuştan gelen bir sağlamlık göstergesi maalesef.
- Ani ve şiddetli eforlardan kaçının
- Düzenli sağlık kontrollerinizi aksatmayın
- Spor öncesi ısınma hareketlerini asla atlamayın
- Vücudunuzun sinyallerini dinlemeyi öğrenin
Bu acı olay, aslında hepimize bir uyarı niteliğinde. Spor yaparken 'bana bir şey olmaz' dememek lazım. Özellikle de 30'lu yaşlardan sonra, vücut bize sinyaller veriyor ama biz yoğun hayat temposunda duymazdan geliyoruz çoğu zaman.
O genç adamın ailesine, sevenlerine başsağlığı diliyoruz. Mekanı cennet olsun. Umarım bu acı olay, benzer durumların önüne geçmek için hepimize bir ders olur.
