Göğüs Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Cemal Asım Kutlu, 19 Kasım Dünya KOAH Günü dolayısıyla önemli açıklamalarda bulundu. KOAH'ın sessiz ilerleyen bir hastalık olduğunu ve akciğer kanseri gelişimi için büyük risk oluşturduğunu vurguladı.
KOAH ve Akciğer Kanseri İlişkisi
Prof. Dr. Kutlu, "KOAH'ın 'sessiz ilerleyen' yapısı ve gelişimindeki ortak tahriş edici faktörler sebebiyle akciğer kanseri ile birlikte çok sık olarak ortaya çıktığını" belirtti. KOAH'ın akciğer dokusundaki inflamasyon, doku hasarı ve onarım süreçleri ile birlikte görülen bir hastalık olduğunu ve bu zeminin akciğer kanseri gelişimi için risk faktörü oluşturduğunu açıkladı.
Prof. Dr. Kutlu, "Hâlâ Türkiye'de KOAH tanısı almamış hasta sayısı yüzde 80. Bunlar KOAH'lı olduğunu bile bilmiyor. Sistem, her sigara içeni KOAH'lı kabul ediyor" diyerek durumun ciddiyetine dikkat çekti.
Erken Teşhis İçin Solunum Testi Şart
KOAH farkındalığı ve alınacak önlemlerin, hastalığın gelişimini önlediği gibi akciğer kanseri riskini de önemli ölçüde düşürdüğünü vurgulayan Prof. Dr. Kutlu, tedavisi zor olan KOAH ile mücadelede en kolay yolun hastalığın erken fark edilmesi ve önlenmesi olduğunu söyledi.
Hastalığın sigara içen herkeste yapılacak basit bir üfleme testi ile teşhis edilebileceğini belirten Kutlu, "Dumana bağlı hava yollarındaki patolojik değişiklik ilk olarak küçük hava yollarında başlar ve solunum testi değişikliğin derecesini ortaya çıkartır" dedi.
Modern Tedavi Yöntemleri
Prof. Dr. Kutlu, KOAH tedavisinde kullanılan yenilikçi yöntemler hakkında da bilgi verdi. Hava yollarında darlığa sebep olan salgı ve mukoza ödeminin balon tedavisi ile azaltılabildiğini açıkladı.
"Bu işlem hava yollarına bronkoskop ile girilerek, söz konusu hava yollarında yapılan bir genişletme işlemidir" diyen Kutlu, KOAH'ın alt grubu olarak bilinen kronik bronşit hastalarında fonksiyonların ileri derecede düşmesi halinde bu girişimin yapıldığını ve son derece az bir risk ile uygulanabildiğini belirtti.
Prof. Dr. Kutlu, balon tedavisi için hastaların sigarayı bırakmış olması ve gerekli tüm tıbbi desteği alıyor olması gerektiğinin altını çizdi. Bu tedaviden en çok faydalanan grubun, kronik bronşitten kaynaklanan hava yolları daralmasının en fazla olduğu hastalar olduğunu ifade etti.
Kronik bronşitin yanı sıra amfizemi ön planda olan hastalar için ise hacim küçültücü cerrahi işleminin yaklaşık 30 yıl önce başladığını ve Türkiye'de de başarıyla uygulandığını belirten Kutlu, "Son yıllarda hacim küçültücü cerrahi de bu konuda tasarlanmış 'Valv'ler ile ameliyatsız olarak yapılmaktadır" dedi.