Mikroplastik Tehlikesi: Her Saniye Soluyoruz, DNA Hasarına Yol Açıyor!
Mikroplastikler DNA Hasarına Yol Açıyor

Modern yaşamın görünmez tehlikelerinden biri olan mikroplastikler, her geçen gün doğurganlık üzerindeki olumsuz etkilerini daha da belirgin şekilde hissettiriyor. Uzmanlar, son yıllarda infertilite (kısırlık) oranlarındaki belirgin artışın temel nedeninin mikroplastikler olduğunu vurguluyor.

Endokrin Bozucuların Tehlikeli Etkileri

Kadın Hastalıkları, Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Doç. Dr. Şefik Gökçe, modern hayat koşullarının doğurganlık sistemini sessiz ama sürekli bir şekilde bozduğuna dikkat çekiyor. 35 yaş altı kadınlarda 1 yıl, 35 yaş üstü kadınlarda ise 6 ay düzenli ve korunmasız ilişkiye rağmen gebelik elde edememe durumu olarak tanımlanan infertilitenin modern yaşam riskleriyle tetiklendiği belirtiliyor.

Doç. Dr. Gökçe, çevresel faktörlerin doğurganlık üzerinde ciddi baskı oluşturduğunu ifade ederek şunları söylüyor: "Hava kirliliği, suya karışan ağır metaller, pestisit kalıntıları ve plastiklerde bulunan BPA ile ftalatlar gibi kimyasallar, üreme sistemini doğrudan etkileyen endokrin bozucular olarak karşımıza çıkıyor. Bu maddeler hormonların normal işleyişini taklit ederek veya engelleyerek hem kadınlarda yumurta kalitesini hem de erkeklerde sperm sayısını olumsuz etkiliyor."

Mikroplastikler Artık Kanımızda ve Plasentada

Mikroplastik tehlikesinin boyutları giderek büyüyor. Doç. Dr. Gökçe, bu parçacıkların artık insan kanında ve plasentada bile bulunduğunu belirterek uyarıyor: "Mikroplastikler; plastik ambalajlardan, şişe sulardan, deniz ürünlerinden ve soluduğumuz havadan vücuda girebiliyor. Bu maddeler hormon dengesini bozarak, yumurta ve sperm kalitesini düşürebiliyor. Ayrıca hücre düzeyinde oksidatif strese ve DNA hasarına yol açabiliyor."

Bilimsel Araştırmalar Endişe Verici Sonuçlar Gösteriyor

Güncel bilimsel çalışmalar mikroplastik tehdidini net bir şekilde ortaya koyuyor. 2024 yılında PubMed'de yayımlanan bir araştırmada, kadınlardan alınan foliküler sıvı örneklerinin %70'inden fazlasında mikroplastik parçacıkları tespit edildi. Aynı çalışmada, mikroplastik yoğunluğu arttıkça yumurta kalitesinin ve döllenme oranlarının belirgin şekilde düştüğü gözlemlendi.

2023'te yapılan başka bir araştırma ise erkeklerde hem meni hem de testis dokusunda mikroplastiklerin bulunduğunu ve bu kişilerin sperm sayısı ile hareketliliğinin anlamlı derecede düşük olduğunu ortaya koydu.

Doğurganlığı Korumak İçin Kritik Öneriler

Doç. Dr. Gökçe, modern yaşamın risklerine karşı doğurganlığı korumak için çiftlere şu tavsiyelerde bulunuyor:

  • Plastik ambalajlı su ve gıdaları azaltın, cam veya paslanmaz çelik şişe ve kaplar kullanın
  • Yiyecekleri asla plastik kaplarda ısıtmayın
  • Sebze, meyve, zeytinyağı ve balık ağırlıklı, antioksidandan zengin Akdeniz tipi beslenin
  • İşlenmiş gıdalar, trans yağlar ve aşırı şekerden kaçının
  • Günde en az 7 saat, mümkünse aynı saatlerde uyuyun
  • Yoğun stresten kaçının, yürüyüş ve yoga gibi aktiviteler yapın
  • Sigara ve alkolü bırakın
  • Gebelik planlamasını ertelemeyin, özellikle 30 yaş sonrası yumurtalık rezervlerini düzenli kontrol ettirin

Özellikle kadınlarda 35 yaşından sonra yumurta rezervi ve kalitesinin hızla azaldığını hatırlatan Doç. Dr. Gökçe, yaşın ilerlemesiyle mikroplastiklerin etkisi birleştiğinde zararın katlandığını vurguluyor. Çünkü yaşla birlikte hücrelerin kendini onarma kapasitesi azalıyor ve mikroplastiklerin oluşturduğu oksidatif stres ile DNA hasarı daha kalıcı hale geliyor.