Hava sıcaklıklarındaki oynaklık adeta bir rulet oyununa dönüşürken, kalbimiz bu değişimden en çok etkilenen organların başında geliyor. Neredeyse her gün farklı bir sıcaklık değeriyle uyanıyoruz - ve vücudumuz, özellikle de kalbimiz bu duruma hiç mi hiç hazırlıklı değil.
Peki neden mi? Çünkü kalp, vücut ısısını dengelemek için normalden çok daha fazla çalışmak zorunda kalıyor. Bu da demek oluyor ki, aslında minik bir pompa olan kalbimiz adeta bir maraton koşucusu gibi yıpranıyor.
İşte O Kritik Hatalar
Uzmanların "kesinlikle yapmayın" dediği şeyler var ki, bunlardan bazıları gerçekten hayati önem taşıyor. Mesela...
- Ani klima çarpması: Dışarıdaki 35 dereceden, klimanın 18 derece yaptığı bir ortama aniden girmek... Vücut buna şok tepki veriyor, damarlar aniden daralıyor ve kalp krizi riski katlanıyor. Oysa sıcaklığı kademeli olarak düşürmek çok daha akıllıca.
- Sıvı tüketimini ihmal etmek: "Susamadım" diyerek su içmeyi ertelemek? Büyük hata. Çünkü susuz kalan kan daha koyu bir kıvam alıyor ve kalbin onu pompalaması iyice zorlaşıyor. Günde en az 2-2.5 litre su içmek şart.
- Öğle saatlerinde spor: Saat 14:00'da koşuya çıkmak? Sakın ha! Günün en sıcak saatlerinde yapılan egzersiz, kalbe ekstra yük bindiriyor. Sabah erken ya da akşamüstü saatleri çok daha güvenli.
Peki Ya Beslenme?
Ağır yemekler yaz aylarında kalbe adeta ihanet etmek gibi. Özellikle yağlı ve tuzlu gıdalar... Tuz, vücutta su tutulumunu artırıyor ve kan basıncını yükseltiyor. Bu da hipertansiyon hastaları için ciddi risk demek.
Şöyle düşünün: Kalbiniz zaten sıcakla mücadele ederken bir de ağır bir yemekle uğraşmak zorunda kalıyor. Adeta iki cephede savaşmak gibi.
Risk Grubunda Kimler Var?
- Hipertansiyon hastaları (evet, o yüksek tansiyon gerçekten tehlikeli)
- Kalp damar hastalığı olanlar (bypasslılar, stentliler dikkat!)
- 65 yaş üstü bireyler (vücut ısı regülasyonu yaşla birlikte azalıyor)
- Şeker hastaları (diyabet, damar sağlığını olumsuz etkiliyor)
- Obezite sorunu yaşayanlar (fazla kilolar kalbe ek yük getiriyor)
Aslında şöyle söyleyeyim: Eğer bu gruplardan birine dahilseniz, yaz aylarında biraz daha fazla özen göstermeniz gerekiyor. Yoksa pişman olabilirsiniz.
Peki Ne Yapmalı?
Öncelikle şunu anlamalıyız: Havalar oynak oynak oynarken, biz sabit kalamayız. Yani kıyafet seçiminden beslenmeye kadar her şeyi hava durumuna göre ayarlamalıyız.
Hafif, pamuklu, açık renkli giysiler tercih etmek mesela... Bu kadar basit bir seçim bile vücut ısısını dengede tutmaya yardımcı oluyor. Bir de şapka takmayı unutmayın - güneşin direkt etkisinden korunmak için birebir.
Beslenme konusuna gelince... Karpuz, kavun, salatalık gibi su içeriği yüksek meyveler gerçekten kurtarıcı. Hem sıvı ihtiyacınızı karşılıyorlar hem de mineral desteği sağlıyorlar. Ama abartmayın, şeker içeriklerini unutmayın.
Son olarak şunu söyleyeyim: Eğer göğüs ağrısı, nefes darlığı, aşırı çarpıntı gibi belirtiler hissederseniz, "geçer" demeyin. Hemen bir sağlık kuruluşuna başvurun. Çünkü kalp hastalıklarında erken müdahale hayat kurtarıyor - bu bir klişe değil, acı bir gerçek.
Unutmayın, yaz keyfiniz kalp sağlığınızdan önemli değil. Biraz dikkat, biraz özen - ve hayatınız kurtulabilir.
