ABD Sağlık Bakanı Robert F. Kennedy Jr., ülkesinin sağlık politikalarına ilişkin çarpıcı bir değerlendirmede bulundu. Kennedy, mevcut sistemin temelinde 'yanlış veya ters teşviklerin' yattığını ve bu yapının hastaları sürekli hasta tutmaya odaklandığını ileri sürdü.
Sistem 'Hasta Tutmak' Üzerine mi Kurulu?
Kennedy'nin yaptığı açıklama, ABD'deki sağlık sektörüne yönelik en sert eleştirilerden biri olarak kayıtlara geçti. Bakan, 'Şu anda sağlık sistemimiz, hastaları hasta tutmak için sistemin her seviyesini teşvik eden bir dizi ters teşvikten oluşuyor' ifadelerini kullandı. Bu sözler, sektördeki kâr odaklı yapıya yönelik eleştirileri net bir şekilde ortaya koydu.
Eleştirilerini belirli bir gruba yöneltmek yerine tüm sistemi hedef alan Kennedy, hastanelerden doktorlara, sigorta şirketlerinden ilaç firmalarına kadar geniş bir ağın, insanları iyileştirmekten ziyade hasta tutarak daha fazla gelir elde etmeye teşvik edildiğini savundu. Ona göre, sağlığın aşırı ticarileşmesi, tedavi süreçlerini verimlilikten uzak, kâr odaklı bir yola sokuyor.
Yüksek Maliyet ve Düşük Verimliliğin Kökeni
Kennedy'nin 'ters teşvik' olarak tanımladığı mekanizmalar, sistemin gelir modelinin sürekli tedavi ve yüksek maliyetli müdahalelere dayandığını gösteriyor. Bu durum, ABD'de uzun yıllardır tartışılan 'yüksek maliyet – düşük verimlilik' ikileminin de temel nedenlerinden biri olarak görülüyor.
Bakan, sorunun bütünsel boyutunu şu örneklerle açıkladı:
- Hastanelerin, yüksek faturalı işlemlerden daha çok kazanç sağlaması,
- İlaç şirketlerinin, kronik hastalıkların devam etmesiyle sürekli satış yapabilmesi,
- Sigorta şirketlerinin politikalarını kârlılık merkezinde şekillendirmesi,
- Doktorların, işlem başı ücretlendirme modeli nedeniyle uzun vadeli iyileştirmeden çok, kısa vadeli işlemlere yönelmesi.
Çözüm Önerisi ve Türkiye Modeline Atıf
Robert F. Kennedy Jr., bu sorunun yapısal olduğunu ve çözümün ancak köklü reformlarla gelebileceğinin altını çizdi. Önerdiği reform başlıkları arasında önleyici sağlık hizmetlerine yatırım, ilaç ve tedavi fiyatlandırmasında şeffaflık, sağlık kuruluşlarının gelir modellerinin yeniden tasarlanması ve kamu yararını önceleyen politikalar yer alıyor.
İlginç olan ise, Kennedy'nin sıraladığı bu reform başlıklarının, uzmanlar tarafından Türkiye'nin sağlık modelinin temel nitelikleri olarak gösterilmesi. Bu nedenle, Kennedy'nin bu çıkışı, Türkiye'nin yıllardır uyguladığı sağlık yaklaşımının, ABD gibi bir ülke için bile uluslararası düzeyde örnek alınabilecek bir model olarak değerlendirilmesi yönündeki görüşleri güçlendirdi.
Sonuç olarak, ABD Sağlık Bakanı'nın yaptığı bu açıklama, küresel sağlık sistemlerindeki temel çıkmazları gözler önüne sererken, çözüm arayışlarında farklı modellerin -Türkiye modeli gibi- referans alınabileceği gerçeğini de hatırlattı.