
Kim derdi ki o 'kadın hastalığı' olarak bilinen anoreksiya, erkekleri de bu kadar vurabilir? Ama öyle oluyor işte. Son veriler gösteriyor ki erkeklerde anoreksiya nervoza vakaları sessizce ama hızla tırmanıyor. Üstelik bu artış öyle basit bir istatistik değil - gerçek hayatlar, mücadeleler ve bazen trajediler demek.
Aslında meselenin kökü derinlerde yatıyor. Sosyal medyadaki mükemmel vücut imgeleri, fitness kültürünün baskısı ve 'ideal erkek bedeni' dayatmaları... Tüm bunlar birleşince ortaya çıkan tablo hiç de iç açıcı değil. Genç erkekler, kendilerini sözde 'standartlara' uydurmak uğruna sağlıklarını tehlikeye atıyor.
Peki Neden Şimdi?
Uzmanlara göre pandemi dönemi bu artışı tetikleyen önemli faktörlerden biri. Evlere kapanma, sosyal izolasyon ve ekran başında geçirilen sürenin artması... Tüm bunlar mental sağlığı olumsuz etkiledi. İnsanlar kendileriyle daha çok yüzleşmek zorunda kaldı - ve maalesef bu yüzleşme her zaman sağlıklı sonuçlanmadı.
Erkeklerdeki yeme bozuklukları genellikle geç fark ediliyor. 'Erkekler diyet yapmaz' gibi toplumsal önyargılar, teşhisi geciktiriyor. Hâlbuki anoreksiya cinsiyet tanımıyor - o acımasız bir hastalık ve herkesi vurabiliyor.
İşaretlere Dikkat!
- Sürekli kalori hesabı yapmak
- Aynaya bakıp kendini hep kilolu görmek
- Yemeklerle ilgili takıntılı davranışlar
- Ani kilo kaybı ama buna rağmen diyete devam etmek
- Sosyal aktivitelerden kaçınmak
Bu belirtileri göz ardı etmeyin. Çünkü erken müdahale hayat kurtarıyor - gerçekten.
Tedavi konusunda ise umut verici gelişmeler var. Bilişsel davranışçı terapi, aile terapisi ve doğru beslenme planlarıyla bu hastalığın üstesinden gelmek mümkün. Önemli olan yardım istemekten çekinmemek ve bu mücadelede yalnız olmadığını bilmek.
Son söz: Sağlıklı olmak, 'mükemmel' görünmekten çok daha değerli. Unutmayın ki gerçek güç, kendiniz olabilme cesaretinde yatıyor.