
Bazen öyle oluyor ki, en sevdiğiniz insanla aynı evin içinde yabancılaşıyorsunuz. Oysa ilişkiler -tıpkı bahçedeki çiçekler gibi- her gün sulanmayı hak ediyor. Klinik Psikolog Esra Ezmeci'ye kulak verirsek, işin sırrı şu: Bağı yeniden kurmak için illa büyük krizler beklemeye gerek yok.
Aslında mesele sandığımızdan daha basit. Ezmeci diyor ki: "İlişkinizi bir binaya benzetirsek, her gün atacağınız küçük tuğlalar, o binayı depremlere karşı dayanıklı kılar." Ne kadar doğru değil mi?
İşte O Altın Kurallar
Birinci kural: Dinlemek ama gerçekten dinlemek. Partneriniz konuşurken telefonunuzu elinizden bırakın. Göz teması kurun. "Evet canım" demekle yetinmeyin, anladığınızı gösterin.
İkincisi: Takdir etmeyi unutmayın. "Yemeğin çok güzel olmuş" demek bile ilişkiye iyi gelir. Küçük şeyler aslında en büyük mutlulukları getirir.
Kriz Anlarında Ne Yapmalı?
Tartışmalar kaçınılmazdır. Önemli olan nasıl tartıştığınız. Aşağılayıcı olmayın, geçmişi karıştırmayın. "Ben" dilini kullanın: "Ben böyle hissediyorum" demek, "Sen hep böyle yapıyorsun" demekten çok daha etkili.
Bir de şu var: Bazen susmayı bilmek gerekiyor. Öfke anında söylediğimiz sözler, sonradan telafisi zor yaralar açabiliyor.
Rutini Kırmanın Yolları
Aynı filmi izlemekten sıkıldınız mı? Beraber yeni bir hobi edinin. Mesela pazartesi akşamları dans etmeyi deneyin. Ya da cumartesi kahvaltılarınızı balkonda yapın.
Küçük sürprizler... İşte ilişkileri canlı tutan en güzel şey. Partnerinize beklenmedik bir hediye alın, onu özlediğinizi söyleyin. Bunlar büyük şeyler değil ama etkileri muazzam.
Son olarak: Beraber gülmeyi ihmal etmeyin. Komik bir video izleyin, eski anılarınızı hatırlayın. Kahkaha, ilişkilerin en güzel ilacıdır.