
Günümüzde teknoloji o kadar hızlı ilerliyor ki, artık terapist koltuğunda bir yazılım oturabiliyor. Evet, yanlış duymadınız! Yapay zeka destekli terapiler son dönemde adeta patlama yaptı. Ancak işin uzmanları, bu dijital çözümlerin bir noktada tıkandığını söylüyor: "Onun bir kalbi yok!"
Dijital Terapinin Yükselişi ve Sınırları
Sabah kahvenizi yudumlarken telefonunuzdaki bir uygulamayla ruh halinizi analiz ettirmek kulağa hoş geliyor, değil mi? Özellikle pandemi sonrası dönemde, yapay zeka tabanlı terapi uygulamalarının kullanımı %300'ün üzerinde artış gösterdi. Fakat işin uzmanları bu konuda oldukça temkinli.
Psikiyatr Dr. Elif Kaya, "Bir algoritmanın gözyaşlarınızı gerçekten anlaması mümkün değil" diyor ve ekliyor: "Yapay zeka verilerle çalışır, duygularla değil. Size empati gibi görünen şey aslında önceden programlanmış yanıtlardan ibaret."
Hangi Durumlarda İşe Yarar?
- Hafif düzeyde kaygı bozuklukları
- Uyku düzenini takip etme
- Günlük ruh hali takipleri
- Temel nefes egzersizleri
Ancak ağır depresyon, travma sonrası stres bozukluğu gibi ciddi durumlarda - uzmanlar hemfikir - yapay zeka terapileri tehlikeli olabilir. Neden mi? Çünkü bir makine, insanın o karmaşık duygu dünyasını tam olarak kavrayamaz. (En azından şimdilik!)
Dijital Çağın Terapi Anlayışı
İstanbul Üniversitesi'nden Prof. Dr. Murat Demir, konuya farklı bir açıdan yaklaşıyor: "Bu teknolojiler destek amaçlı kullanılabilir ancak asla gerçek bir terapinin yerini tutamaz. Unutmayın ki terapide en önemli faktör, iki insan arasındaki o gizemli bağdır."
Peki ya maliyet faktörü? Geleneksel terapilerin fiyatları göz önüne alındığında, yapay zeka destekli çözümler cazip görünebilir. Fakat uzun vadede - ve özellikle ciddi vakalarda - bu tasarruf, kişinin ruh sağlığı pahasına olabilir.
Sonuç olarak, teknoloji harika bir yardımcı olabilir ama ruhumuzun derinliklerine inmesini beklemek şimdilik biraz hayalperestlik. Ne dersiniz, siz bir yapay zeka terapistine güvenebilir misiniz? Yoksa terapi denince hâlâ o sıcak insan temasını mı arıyorsunuz?