Bursa'da yaşayan 25 yaşındaki Yusuf Akın, genç yaşta yakalandığı böbrek yetmezliğinden, annesinin bağışladığı organ sayesinde kurtularak ikinci bir hayat şansı elde etti. Hipertansiyonla başlayan sağlık sorunları, annesi Ayşen Akın'ın (52) fedakarlığıyla son bulan zorlu bir sürecin ardından yerini sağlıklı günlere bıraktı.
Hipertansiyon Teşhisi ve Ardından Gelen Zorlu Süreç
Yusuf Akın'ın sağlık sorunları, 20 yaşındayken bir bayram ziyaretinde yapılan tansiyon ölçümüyle başladı. Yüksek çıkan değerler üzerine hastaneye başvuran Akın'a hipertansiyon teşhisi konuldu. 3 yıl boyunca ilaç tedavisi görmesine rağmen, ne yazık ki bu sürecin sonunda böbrek yetmezliği gelişti.
Üniversite eğitimini bu zorlu dönemde sürdürmeye çalışan genç, hem fiziksel hem de psikolojik olarak ciddi sıkıntılar yaşadığını belirtti. Akın, "İştahsızlıktan dolayı çok fazla kilo kaybettim. Bunun getirdiği psikolojik etkenler oldu. Bunlardan çok fazla etkilendim" diyerek o günleri anlattı. Mezuniyetinin ardından ise kaçınılmaz son geldi ve 4 ay boyunca diyaliz makinesine bağımlı bir yaşam sürmeye başladı.
Bir Annenin Fedakarlığı: "Kanımla Beslemişim, Organımın Önemi Yok"
Oğlunun diyaliz sürecinin başlamasıyla birlikte harekete geçen anne Ayşen Akın, nakil için araştırmalara başladı. Kan gruplarının uyumlu olduğunu öğrenir öğrenmez tereddüt etmeden donör olmaya karar verdi. Yaptığı açıklamalar, anne sevgisinin sınır tanımazlığını gözler önüne serdi.
Anne Akın, "Aşı olmaktan bile korkardım. Ancak 'Anneciğim hiç düşünme kanımız uyduğu sürece' dedim. Ben onu zaten kanımla beslemişim, bir tane organımı vermişim hiçbir önemi yok. Önemli olan onun sağlığıydı" ifadelerini kullandı. Geçen yıl Nisan ayında gerçekleştirilen başarılı nakil operasyonu sayesinde, Yusuf Akın için yeni bir hayat başladı.
Yeni Hayat: "Normal Bir Birey Kadar Sağlıklıyım"
Nakil sonrası süreci düzenli kontroller ve ilaç tedavisiyle yöneten Yusuf Akın, hayatına kaldığı yerden devam ediyor. Bir harita firmasında şehir plancısı olarak tam zamanlı çalışan Akın, şantiyelere gidiyor, ofis işlerini yürütüyor.
Sağlık durumunu değerlendiren Akın, "Nakil sonrası normal bir birey kadar sağlıklı olduğumu düşünüyorum" dedi. İlaçlarını düzenli kullanmanın hayati önem taşıdığını vurgulayarak, alarm kurarak ilaç saatlerini asla kaçırmadığını sözlerine ekledi.
Hem Yusuf hem de anne Ayşen Akın, yaşadıkları bu deneyimin ardından herkesi organ bağışı konusunda duyarlı olmaya ve yakınlarına vasiyet etmeye davet etti. Anne Akın, "Yeniden bir hayat vermek, can vermek çok farklı şeyler. Bunu tabii ki herkes anlayamaz ancak yaşayanlar daha iyi bilir" diyerek organ bağışının anlamına dikkat çekti.