Ölümün Eşiğinden Dönen İrem Helvacıoğlu: Hayata Yeniden Merhaba Dediği Anlar ve Doktorların Şaşkınlığı
İrem Helvacıoğlu: Ölümden Dönüşün Hikayesi

Gözlerini açtığında etrafındaki beyaz duvarlar ve keskin hastane kokusu onu gerçekliğe çağırdı. İrem Helvacıoğlu, adeta bir film sahnesinden fırlamış gibiydi. Ölümün soğuk nefesini ensesinde hissetmişti ama şimdi hayata yeniden merhaba diyordu.

O anları anlatırken sesi titriyor, kelimeler boğazında düğümleniyor. "Her şey bir anda oldu" diye başlıyor cümlesine. Aslında hiç de öyle değilmiş meğer. Vücudu günlerdir ona sinyaller vermiş, o ise yoğun iş temposunda bu işaretleri görmezden gelmiş.

Doktorlar Bile İnanamadı

Acile getirildiğinde durumunun kritik olduğunu söylemişlerdi. Ailesinin yüzündeki endişeyi hâlâ unutamıyor. "Annemin gözlerindeki o korkuyu hiçbir zaman unutmayacağım" diyor iç çekerek.

Doktorların şaşkınlığı ise işin en ilginç kısmı. Tedaviye verdiği inanılmaz yanıt, tıp dünyasında bile konuşulacak türden. Bir hekim, "Böyle bir iyileşme süreciyle nadiren karşılaşıyoruz" demiş - tabii bunları söylerken gözlerindeki hayret gizleyememiş.

Hayata Dört Elle Sarıldı

İyileşme sürecinde neler mi yaşadı? İşte bazıları:

  • Her sabah uyandığında hayatta olmanın verdiği o tarifsiz mutluluk
  • Küçük şeylerin bile ne kadar değerli olduğunu fark etmesi
  • Sevdiklerinin yanında olmanın kıymetini anlaması
  • Hayatı yeniden ve daha anlamlı yaşamaya karar vermesi

Yoğun bakım günleri derken... Orada geçirdiği saatler, onun için bir dönüm noktası olmuş. "Ölümle yaşam arasındaki o ince çizgide durmak insana çok şey öğretiyor" diye ekliyor.

Sosyal Medyadan Duygusal Mesaj

İyileşip sosyal medyaya döndüğünde paylaştığı o mesaj herkesi duygulandırdı. Takipçilerine seslenirken kelimeleri özenle seçiyordu - her biri yaşadığı o zorlu sürecin izlerini taşıyordu.

Hayranlarının desteği ise ona güç vermiş. "O mesajlar, o dualar beni ayakta tuttu" diyor minnetle. Gerçekten de sevenlerinin sevgisi, iyileşme sürecinde en büyük ilacı olmuş.

Peki ya şimdi? Hayata bakışı tamamen değişmiş. "Artık küçük şeyler için stres yapmıyorum" diye gülümsüyor. Her günü bir armağanmış gibi yaşıyor - belki de hepimizin yapması gerektiği gibi.

Bu deneyim ona ne öğretti derseniz? "Sağlık her şeyden önce geliyor" diye yanıtlıyor. Ne kadar basit, ne kadar doğru değil mi? Bazen hayat bize en önemli dersleri en zor yollarla öğretiyor.