Tam da şu sıralar sosyal medyayı sallayan o meşhur sözü hatırladınız mı? "Bu millet kolay vazgeçmez" diyenler haklı çıktı yine. Tarihin tozlu sayfalarında saklı kalmış bir destan, bugünlerde yeni kuşaklara ilham vermeye devam ediyor.
Maraş'ın Kıvılcımı
1919'un o buz gibi kışında -tam da bugünler gibi- bir şeyler oluyordu Maraş'ta. Fransız askerlerinin şehre girişiyle başlayan gerilim, bir kadının başından fesini düşürmesiyle kıvılcıma dönüştü. İşte o an! Sütçü İmam'ın tarihe geçen o meşhur kurşunu... "Durun!" diyen bir çığlıktı adeta.
Sonrası mı? 22 gün 22 gece süren bir varoluş mücadelesi. Evlerinden çıkmayan kadınlar, cepheye mermi taşıyan çocuklar, düşmana geçit vermeyen yaşlılar... Hepsi tek yürek olmuştu.
Ankara'da Noktalanan Destan
Maraş'ta başlayan bu ateş, Ankara'ya kadar ulaştı. Kurtuluş Savaşı'nın kaderini değiştiren o kritik hamlelerden biriydi bu. Son kurşunun Ankara'da sıkılmasıyla, bir milletin kaderi yeniden yazılıyordu.
- 12 Şubat 1920: Maraş'ın düşman işgalinden kurtuluşu
- 5 Ağustos 1921: Mustafa Kemal'in Başkomutan seçilmesi
- 30 Ağustos 1922: Büyük Zafer
Kim derdi ki o küçük kıvılcım, koskoca bir yangına dönüşecek? (Tarih tekerrürden ibaret derler ya, haksız da sayılmazlar.)
Günümüze Yansımaları
Bugün Maraş'ta gezseniz, o günlerin izlerini hâlâ görebilirsiniz. Şehrin ruhuna işlemiş o mücadeleci kimlik... Ankara'daki zafer takları ise bambaşka hikayeler fısıldıyor kulaklara.
Peki ya biz? Bu mirası nasıl taşıyoruz? Bazen oturup düşünüyorum da -özellikle gençler için söylüyorum- tarihimizdeki bu altın sayfaları yeterince biliyor muyuz acaba?
Not: Bu yazıyı hazırlarken, o günleri yaşayanların anılarını okudum. Gözlerim doldu desem yalan olmaz. İşte böyle dostlar...
