
Gecenin sessizliğinde, çoğu insan uykuya dalmışken, bir ustanın elleri hâlâ çalışıyor. Deri parçalarını şekillendiriyor, dikişlerini atıyor, her detayı titizlikle işliyor. Sabahın ilk ışıklarına kadar... Kimileri için bu bir iş, ona göreyse bir tutku.
"Bazen gözlerim kan çanağına dönüyor," diyor gülümseyerek. Ama o anlattıkça, yorgunluğun ardındaki sevgiyi görmemek mümkün değil. Deriyle uğraşmak, onun için sadece para kazanma yolu değil; adeta bir yaşam biçimi.
Zanaatın İncelikleri: Sabır ve Emek
Bir deri ürünü yapmak sandığınızdan çok daha karmaşık. Kesim, dikim, cilalama... Her aşama kendine has incelikler taşıyor. "En ufak bir hata tüm emeği çöpe atabilir," diye ekliyor usta. "Ama doğru yapıldığında ortaya çıkan eser, tüm yorgunluğa değer."
Peki neden bu kadar geç saatlere kadar? "Gündüz gürültü, telefonlar, müşteriler..." diyor. "Gece ise sadece ben ve deri. Konsantre olmak daha kolay."
Teknoloji Çağında El Emeği
Fabrikasyon üretimin yaygınlaştığı bir dönemde, el işçiliği giderek nadirleşiyor. Ancak bu usta, makinelerin asla insan elinin hassasiyetini yakalayamayacağına inanıyor. "Her parça bir diğerinden farklı," diye açıklıyor. "Makine standart üretir, biz ise her birine ruh katıyoruz."
Belki de bu yüzden, sabahlara kadar çalışmaya değer. Çünkü ortaya çıkan eser, sadece bir ürün değil; bir sanat eseri.