
Bir kez daha Kurban Bayramı, bir kez daha aynı hikaye... Sanki her yıl yaşananlar hiç ders olmamış gibi, bu bayramda da vatandaşlar kesim alanlarında adeta çile çekti. Kiminin elinde bıçak, kiminin yüzünde umutsuzluk – her şey bir kâbusu andırıyordu.
Sabahın erken saatlerinde yola koyulanlar, öğle saatlerinde hâlâ sıra bekliyordu. Belediyelerin "sorunsuz hizmet" vaatleri ise neredeyse bir şaka gibiydi. "Demet olmuş" kurbanlıklar, derme çatma bariyerler ve birbirine girmiş insanlar... İşte bayram manzarası!
Neden mi bu kadar kötü?
Aslında cevap basit: Plansızlık ve öngörüsüzlük. Her yıl aynı sorunlar yaşanıyor, her yıl aynı şikayetler dile getiriliyor ama değişen bir şey yok. Kesim alanları yetersiz, veteriner kontrolleri sembolik, hijyen standartları ise neredeyse yok denecek kadar az.
Bir vatandaşın dediği gibi: "Bayram sevincimiz kursağımızda kaldı. Sabah 07.00'den beri bekliyorum, hâlâ sıra bize gelmedi. Hayvan da bitkin, biz de..."
Peki çözüm ne?
Uzmanlar yıllardır aynı şeyi söylüyor:
- Kesim alanlarının sayısı artırılmalı
- Profesyonel ekipler görevlendirilmeli
- Online randevu sistemi getirilmeli
- Denetimler sıkılaştırılmalı
Ama ne yazık ki bu öneriler kulak ardı ediliyor. Belki de önümüzdeki yıl yine aynı manşetleri atarız: "Yine kahrolduk!"
Son bir not: Hayvan hakları savunucuları da bu görüntüler karşısında isyan etti. "Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu" diyenler haklı – bir yanda dini vecibeler, diğer yanda hayvanlara reva görülen muamele... İşin etik boyutu da en az organizasyon kadar önemli.