Günlerdir sosyal medyada dolaşan bir iddia, bugün resmen çöktü. CHP'li gazeteci Deniz Zeyrek'in ders kitapları üzerinden yaptığı "3 milyar TL'lik yalan" olduğu gibi ortaya saçıldı. İşte o iddiaların perde arkası...
Önce şunu söyleyelim: Bu, Zeyrek'in ilk değil. Daha önce de benzer iddialarla gündem olmuş, ancak bu kez işi biraz daha ileri götürmüş gibi görünüyor. Ders kitaplarını hedef alarak adeta bir algı operasyonu yürüttüğü iddia ediliyor.
Peki Ne Olmuştu?
Zeyrek, geçtiğimiz günlerde sosyal medyadan yaptığı paylaşımlarda, ders kitaplarına ayrılan bütçenin 3 milyar TL olduğunu iddia etmişti. Ancak gerçekler hiç de öyle değilmiş. Resmi kaynaklardan gelen bilgilere göre, bu rakamın neredeyse 10 kat abartıldığı anlaşıldı.
"Yine mi?" dediğinizi duyar gibiyiz. Evet, maalesef yine. Zeyrek'in bu tür iddiaları artık şaşırtmıyor ama ders kitapları gibi hassas bir konuda böyle bir manipülasyon yapması, eğitim camiasında büyük tepki çekti.
İşin İçyüzü
Konuyla ilgili açıklama yapan yetkililer, Zeyrek'in iddialarının tamamen asılsız olduğunu belirtti. Ders kitaplarına ayrılan bütçenin aslında 300 milyon TL civarında olduğu ifade edildi. Yani, Zeyrek'in iddia ettiği rakamın neredeyse onda biri...
Peki bu kadar büyük bir fark nasıl ortaya çıktı? Kimilerine göre bu bir hesap hatası, kimilerine göre ise kasıtlı bir manipülasyon. Hangisi doğru bilinmez ama sonuç olarak ortada ciddi bir yanlış bilgi olduğu kesin.
Tepkiler Yağıyor
Olayın ortaya çıkmasıyla birlikte sosyal medyada tepkiler yağmaya başladı. Özellikle eğitimciler ve veliler, Zeyrek'in bu tür iddialarla toplumu yanlış yönlendirmesine sert tepki gösterdi.
Bir öğretmenin Twitter'dan yaptığı yorum oldukça çarpıcıydı: "Ders kitapları üzerinden siyasi çıkar sağlamaya çalışmak, eğitimi hedef almak demektir. Bunu yapanlar, geleceğimizle oynuyor."
Diğer yandan, CHP içinden de Zeyrek'e yönelik eleştiriler geldiği söyleniyor. Partinin bazı üyeleri, bu tür iddiaların partinin imajını zedelediğini düşünüyor.
Sonuç
Görünen o ki, Deniz Zeyrek'in bu son iddiası da havada kaldı. Ancak asıl soru şu: Bu tür manipülatif haberler ne zaman son bulacak? Toplumun doğru bilgiye ulaşma hakkı, birilerinin siyasi çıkarları uğruna hiçe sayılmaya devam mı edecek?
Bir gazetecinin en önemli görevi, doğru bilgiyi aktarmaktır. Eğer bu görev ihmal ediliyorsa, geriye ne kalır ki?
