Ankara'da savcılık talimatıyla başlatılan bir operasyon, Türk medya dünyasını altüst etti. Adeta bir bomba etkisi yaratan bu gelişme, öğle saatlerinde eş zamanlı yapılan operasyonlarla hayata geçirildi.
Neredeyse 20 yıldır sektörde olan biri olarak söylüyorum, bu kadar sert ve ani bir hareketi gerçekten nadiren görürsünüz. Olayın merkezinde, Türkiye'nin önemli holdinglerinden biri olan Can Holding var. Savcılık, holdinge yönelik ciddi iddiaları soruşturuyor ve bu kapsamda adım atılıyor.
El Koyma ve Gözaltı Dalgası
Operasyonun en çarpıcı yanı, devasa iki medya devine el konulması oldu. HABERTÜRK televizyonu ve Show TV, yetkililerce resmen devralındı. Bu, izleyicileri ve çalışanları derinden sarsan bir hamle.
El konulma işlemi sırasında binalara giren ekipler, yönetime el koydu. Sekiz üst düzey yönetici ve holding yetkilisi ise derhal gözaltına alındı. İsimler henüz tam olarak netleşmese de, aralarında üst düzey medya yöneticilerinin olduğu bilgisi dolaşıyor.
Operasyonun Ardındaki İddialar
Peki neydi bütün bunların sebebi? Soruşturmanın temelini, Can Holding'in finansal işleyişine dair ciddi suçlamalar oluşturuyor. Yetkililer, holding bünyesinde 'şüpheli işlemler' olduğuna dair kuvvetli bulgulara ulaştıklarını belirtiyor.
Bu tip operasyonlar genelde bir gecede planlanmaz, uzun süren gizli soruşturmaların sonucudur. Ankara'daki savcıların aylardır üzerinde çalıştığı bir dosya patlak verdi diyebiliriz. Medya kuruluşlarına el konulması ise, bu şüpheli işlemlerle doğrudan bağlantılı oldukları gerekçesiyle gerçekleşti.
Tabii herkesin aklındaki soru: "Yayınlar ne olacak?" Şu an için her iki kanalda da yayınların kesintisiz devam edeceği söyleniyor. Fakat yönetimdeki bu radikal değişiklik, ilerleyen günlerde içerik ve politikalarda değişikliklere yol açar mı? Onu zaman gösterecek.
Bu olay, Türkiye'nin medya-holding-devlet üçgenindeki gerilimli ilişkileri bir kez daha hatırlattı. Son yıllarda benzeri operasyonlar olsa da, bu kadar büyük iki kanala aynı anda el konulması, oldukça nadir görülen bir durum.
Gözaltına alınan isimlerin savcılık ifadeleri ve çıkacak olan yeni gelişmeler, önümüzdeki günlerin gündemini belirleyeceğe benziyor. Türk medyası, yine hareketli ve belirsiz bir döneme girdi.
