O gece, saatler gece yarısını geçmişti. Birden, gökyüzüne yükselen uğultular ve sokaklarda yankılanan ayak sesleri her şeyin değişmek üzere olduğunu fısıldıyordu. 15 Temmuz 2016... Türkiye'nin modern tarihinde kara bir leke olarak duran o gece, aslında milletin diriliş destanına da tanıklık etti.
İnsanlar, tankların paletleri altında ezilen demokrasiyi kurtarmak için evlerinden fırladı. Genci, yaşlısı, kadını, erkeği... Hepsi bir oldu. Sokaklar, meydanlar, köprüler - her yer vatan sevgisiyle dolup taştı. Kimi elinde bayrak, kimi yüreğinde imanla...
Bir Milletin Dirilişi
O akşam televizyonlarda gördüklerimize inanamadık önce. Asker üniforması giymiş hainler, kendi halkına kurşun sıkıyordu. Ama Türk milleti, tarih boyunca yaptığı gibi yine şaşırtmayı bildi. Silahsız, ama yüreği dolu insanlar, tankların önüne dikildi.
Şehitler verildi elbet. Canları pahasına bu vatanı korudular. Bugün onların aziz hatıraları, demokrasimizin temel taşları olarak yaşıyor. Her 15 Temmuz'da yeniden filizlenen bir çınar gibi...
Geçmişten Dersler, Geleceğe Umut
Belki de en önemlisi, o gece bize kendimizi hatırlattı. Bölünmüşlüklerimizi unutup tek yürek olabildiğimizi gösterdi. Şimdi geriye dönüp baktığımızda, o karanlık geceden çıkarılacak dersler var:
- Demokrasi kırılgan bir çiçek gibidir, sürekli korunmalı
- Millet olmanın gücü, her türlü badirenin üstesinden gelir
- Tarih, ihanetin asla kazanmadığını bize defalarca gösterdi
Bugün, o geceyi anarken sadece acıyı değil, aynı zamanda umudu da hatırlıyoruz. Çünkü biliyoruz ki bu topraklar, fedakarlık ruhuyla yoğrulmuş insanların yurdudur. 15 Temmuz da bunun en canlı kanıtı...
