
Tam 105 yıl önce, karlı Erzurum dağlarında tarih yazıldı. Bugün ise o ruh, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın mesajıyla yeniden canlandı. 'Milli mücadelenin temellerinin atıldığı bu topraklar' diye başladığı konuşmasında, adeta bir tarih dersi verircesine, kongrenin önemine dikkat çekti.
Şimdi, o günlerden bugüne uzanan çizgide, 'Türkiye Yüzyılı' hedefine kilitlendik. Erdoğan'ın deyimiyle, 'Durmak yok, yola devam!' Peki bu yol nereye çıkıyor? İşte cevap: Güçlü, müreffeh ve bağımsız bir Türkiye'ye.
Milli Ruhun Yeniden Doğuşu
Erzurum Kongresi'nin 105. yılında, Cumhurbaşkanı'nın kelimeleri adeta bir manifesto gibiydi. 'O günlerde olduğu gibi bugün de birlik ve beraberliğe ihtiyacımız var' derken, sesindeki o titreme dikkat çekiciydi - samimiyetin en saf hali.
Bir an düşünün: 1919'un o zorlu günlerinde, Mustafa Kemal ve silah arkadaşları nasıl bir kararlılıkla mücadele etmişti. Şimdi ise aynı kararlılık, 'Türkiye Yüzyılı' hedefinde kendini gösteriyor.
Yeni Hedefler, Büyük Hayaller
Erdoğan'ın konuşmasının belki de en çarpıcı yanı, somut hedefleri dile getirmesiydi. 'Ekonomiden savunmaya, eğitimden sağlığa her alanda ilerliyoruz' derken, gözlerindeki o ışık her şeyi anlatıyordu aslında.
- Yerli ve milli üretimde rekorlar
- Gençlere yönelik istihdam projeleri
- Dış politikada Türkiye'nin yükselen itibarı
Bunlar sadece birkaçı. Liste uzayıp gidiyor. Ama asıl mesele şu: Tıpkı 105 yıl önce olduğu gibi, bugün de 'ya istiklal, ya ölüm' parolasıyla yola çıkmış bir ülkeyiz. Farklı olan tek şey, artık savunmada değil, gelişmedeyiz.
Son söz? Erdoğan'ın mesajındaki o vurgu her şeyi özetliyor aslında: 'Geçmişimizden aldığımız güçle, geleceğe emin adımlarla yürüyoruz.' Kim ne derse desin, Türkiye yürüyor!