
Almanya'nın Türkiye'ye Eurofighter satışı konusundaki çekimser tavrı, Ankara'nın tepkisini çekti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu konuda oldukça net konuştu. "Biz kimsenin kapısında el açacak değiliz" diyen Erdoğan, Türkiye'nin kendi savunma sanayisini geliştirme kararlılığını vurguladı.
Şimdi bir düşünün: Avrupa'nın en güçlü ordularından birine sahip olan Türkiye, neden başka ülkelerin insafına kalsın? Erdoğan'ın dediği gibi, "Dünya 5'ten büyük" ve Türkiye artık bu gerçeğin farkında.
Eurofighter Krizi ve Türkiye'nin Duruşu
Almanya'nın Türk Hava Kuvvetleri'ne Eurofighter satışını engelleme girişimleri, diplomatik bir krize dönüşmüş durumda. Sanki 21. yüzyılda değil de, hâlâ Soğuk Savaş dönemindeyiz gibi davranıyorlar. Oysa Türkiye, NATO'nun en kritik üyelerinden biri.
Erdoğan'ın bu konudaki açıklamaları oldukça çarpıcı:
- "Biz kimseye yalvarmayız, kimsenin kapısında dilenmeyiz"
- "Eğer vermeyeceklerse, biz de başka çözümler üretiriz"
- "Türkiye artık teknoloji üreten bir ülke"
Gerçekten de, son yıllarda milli savunma sanayimizde yaşanan gelişmeler ortada. Yerli ve milli projelerle adından söz ettiren Türkiye, artık bu tür engellemelere farklı yollardan cevap veriyor.
Savunma Sanayinde Yerli Üretim Vurgusu
Eurofighter meselesi aslında bardağı taşıran son damla oldu. Türkiye yıllardır savunma sanayinde dışa bağımlılıktan kurtulmak için ciddi adımlar atıyor. Hürjet, Hürkuş, Milli Muharip Uçak gibi projeler bunun en somut örnekleri.
Erdoğan'ın da belirttiği gibi: "Artık biz de üretiyoruz, satıyoruz ve dünya pazarında söz sahibi oluyoruz." Peki Almanya ve diğer Avrupa ülkeleri bu gerçeğin ne kadar farkında?
Bu arada, Türk savunma sanayinin son dönemdeki başarıları dünya çapında yankı uyandırıyor. Bayraktar TB2'lerden SİHA'lara, Altay tanklarından Atak helikopterlerine kadar pek çok sistem, Türkiye'nin bu alandaki yeteneğini kanıtlıyor.