
İstanbul, bugünlerde uluslararası diplomasinin nabzının attığı bir merkez haline geldi. Avrupa Birliği ve İran temsilcileri, nükleer program konusundaki gerilimi azaltmak için kolları sıvadı. Sanki bir gerilim filminden sahne gibi, taraflar masanın iki ucunda otururken, dışarıda ise belirsizlik havası hakim.
Kim bilir, belki de bu görüşmeler tarihe geçecek bir dönüm noktası olacak. Öte yandan, uzmanlar iyimserlikle temkinliliği bir arada yaşıyor. "Bu iş kolay değil" diyor bir diplomat, kahvesinden bir yudum alırken. "Ama denemeye değer."
Taraflar Ne İstiyor?
Avrupa Birliği, İran'ın nükleer programının barışçıl olduğuna dair somut adımlar bekliyor. İran ise yaptırımların hafifletilmesi konusunda ısrarcı. İşte tam da bu noktada İstanbul devreye giriyor - iki tarafı bir araya getiren tarafsız bir zemine dönüşüverdi şehir.
Görüşmelerde konuşulanlar:
- Nükleer faaliyetlerin denetimi
- Ekonomik yaptırımların kademeli kaldırılması
- Bölgesel istikrar için işbirliği
Dışişleri yetkilileri, "Bu bir maraton, sprint değil" diyerek sabır çağrısı yapıyor. Haklılar da - zira konu nükleer olduğunda aceleye yer yok.
İstanbul'un Diplomatik Rolü
Boğaz'ın incisi, tarih boyunca pek çok kritik görüşmeye ev sahipliği yapmıştı. Şimdi yine sahne onun. "İstanbul bu tür görüşmeler için biçilmiş kaftan" diye ekliyor bir gözlemci. "Hem coğrafi konumu, hem de tarafsız imajıyla ideal."
Görüşmelerin ne kadar süreceği belli değil. Fakat bir şey kesin: Dünya, İstanbul'dan çıkacak sonucu merakla bekliyor. Belki de barış için küçük ama önemli bir adım atılacak. Ya da her şey yeniden başa dönecek. Kim bilir?