Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, bugün yaptığı açıklamalarla gündeme damgasını vurdu. SDG ile devam eden müzakerelerin artık bir sonuca bağlanması gerektiğini belirten Fidan, "Zaman hızla akıyor, bu fırsatı kaçırmamalıyız" ifadelerini kullandı.
Konuya dair konuşan bakan, adeta bir saatli bombanın tik taklarını hatırlattı. "Bu kadar bekleyemeyiz" diye ekledi. Kim bilir, belki de arka planda dönen diplomatik dansların hızlanması gerekiyordu.
Neden Şimdi?
Fidan'ın bu çıkışının zamanlaması oldukça manidar. Son dönemde bölgede yaşanan gelişmeler, SDG ile varılacak bir mutabakatın önemini katbekat artırıyor. Üstelik -biraz da gizem katmak gerekirse- bazı şeylerin artık saklanamayacak kadar açık olduğunu söyleyebiliriz.
Bakanın sözlerindeki aciliyet vurgusu ise dikkat çekici:
- Müzakerelerin hızlandırılması gerekiyor
- Karşılıklı tavizler masaya yatırılmalı
- Zaman faktörü kritik önem taşıyor
Peki ya sonrası? Uzmanlar, bu hamlenin bölgesel dengeleri nasıl etkileyeceği konusunda ikiye bölünmüş durumda. Kimine göre bir dönüm noktası, kimine göreyse sadece diplomatik bir hamle...
Arka Planda Neler Oluyor?
Bakan Fidan'ın bu açıklamaları yaparken elini güçlendiren bazı gelişmeler var tabii. Son haftalarda yaşananlar, SDG ile masaya oturmanın artık lüks değil zorunluluk olduğunu gösteriyor. Ancak -işin doğrusu- bazı çevreler bu hamleyi "geç kalınmış bir adım" olarak yorumluyor.
"Diplomasi sabır ister ama sabrın da bir sınırı var" diyen bakan, adeta bu sınırın zorlandığını ima ediyor. Belki de artık kartların açıkça ortaya serilme zamanı gelmiştir?
