Washington'dan gelen haber adeta bir bomba etkisi yarattı. Evet, doğru duydunuz - 30 Ekim Çarşamba günü, dünya siyaset sahnesinin en renkli isimlerinden Donald Trump, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yeniden bir araya geliyor. Beyaz Saray'ın o meşhur koridorlarında yankılanacak bu buluşma, uluslararası arenada yeni bir sayfa açabilir.
Aslında beklenmedik değildi bu. Zaten geçtiğimiz haftalardaki diplomatik trafik oldukça yoğundu. Fakat kimse bu kadar erken bir tarih beklemiyordu doğrusu. Düşünsenize, seçimler yaklaşırken böyle üst düzey bir görüşme - her şeyden önce sembolik anlamı büyük.
Gündem Kalabalık: Beklentiler ve Olası Sonuçlar
Masaya yatırılacak konular listesi hayli kabarık. İşin içinde:
- Suriye dosyası - o meşhur F-35 gerilimi
- Doğu Akdeniz'deki enerji denklemi
- NATO içindeki dengeler
- Ve tabii ekonomik iş birliği fırsatları
Trump'ın tarzını bilirsiniz - bazen sürprizlerle dolu, bazen de son derece hesaplanmış hamleler. Bu kez hangi Trump'ı göreceğiz, merak konusu.
Ankara cephesinden bakacak olursak... Cumhurbaşkanlığı ofisinin bu görüşmeye verdiği önem her halinden belli. Hazırlıkların titizlikle yürütüldüğü söyleniyor. Zaten diplomasi dediğin nedir ki? Bazen bir kahve molası, bazen de kısa bir el sıkışma tüm dengeleri değiştirebilir.
Tarihin Seyri Değişir mi?
Şu an için net olan bir şey var: Her iki lider de bu buluşmadan beklentili. Trump'ın Türkiye'ye bakışı - bilirsiniz - biraz inişli çıkışlı bir grafik çizdi. Ama şimdi farklı bir dönemdeyiz. Küresel dinamikler değişti, ekonomik gerçekler bambaşka.
Dışişleri Bakanlığı kaynakları, 'iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın önemine' vurgu yapıyor. Resmi açıklamalardaki o diplomatik dilin arkasında aslında ne var? Belki de her şeyden önce karşılıklı güven inşası.
Görüşmenin tam zamanlaması da manidar. Seçim atmosferi, uluslararası arenadaki gerilimler, ekonomik belirsizlikler... Tüm bu faktörler bir araya gelince, 30 Ekim'deki buluşma çok daha kritik bir hale geliyor.
Peki ya sonrası? Uzmanlar iki senaryo üzerinde duruyor: Ya ilişkilerde gözle görülür bir ısınma ya da - ne yazık ki - statüko. Ama benim kişisel kanaatim, bu buluşmanın en azından iletişim kanallarını açık tutacağı yönünde.
Son söz? Bekleyip göreceğiz. Diplomasi sabır işidir çünkü. Bazen en büyük adımlar, en sessiz görüşmelerde atılır.
