
Dünya siyasetinin kılıçlarının çekildiği bu günlerde, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron arasında gerçekleşen telefon görüşmesi, adeta diplomatik bir satranç tahtasında yapılmış stratejik bir hamle gibiydi. İki lider, sadece 30 dakika süren ancak etkisi günlerce sürecek olan bu görüşmede, birçok konuyu ele aldı.
Kim bilir, belki de odalarındaki haritalara bakarken aynı noktalara işaret koyuyorlardı. Çünkü konuşulanlar arasında Ukrayna'daki savaş, Orta Doğu'nun karmaşık dengeleri ve tabii ki Akdeniz'deki gerilimler vardı. Fransa'nın bölgedeki askeri varlığına rağmen, iki ülkenin ortak çıkarları da yok değil.
Gerginliğin Gölgesinde Diyalog
Son dönemde tırmanan gerilimlere rağmen, bu görüşme bir nevi 'ateşkes' havasında geçti sanki. Erdoğan'ın "istikrarlı ve öngörülebilir" ilişki vurgusu, Macron'un "yapıcı diyalog" söylemiyle buluştu. Tabii bu arada, iki liderin birbirlerine gönderdiği mesajların alt metinlerini okumak da mümkündü.
Öyle ya, diplomasi dediğin sadece söylenenler değil, söylenmeyenlerin de dansıdır. Belki de bu yüzden, görüşmenin ardından yapılan açıklamalarda her zamanki gibi 'olumlu' ifadeler kullanıldı ama kimse gerçekten ne konuştuklarını tam olarak bilmiyor.
Ekonomik İşbirliği ve Vizeler
Görüşmede gündeme gelen konulardan biri de ekonomik işbirliğiydi. Türk iş dünyasının kabusu haline gelen vize sorunları, Fransa'nın Türk vatandaşlarına uyguladığı kısıtlamalar... Erdoğan'ın bu konuda nasıl bir dil kullandığını tahmin etmek zor değil. Ancak Macron tarafının bu konuda ne kadar esneklik göstereceği ise büyük bir soru işareti.
Öte yandan, iki ülke arasındaki ticaret hacminin 20 milyar euroyu aşması hedefi de konuşuldu. Rakamlar büyük ama gerçekçi mi? Bunu zaman gösterecek.
Sonuç olarak, bu görüşme belki de iki ülke arasındaki buzların erimesi için küçük bir adım oldu. Ya da sadece diplomatik nezaketin gerektirdiği rutin bir temas. Kim bilir? Belki de gerçek cevap, ikisinin arasında bir yerde.