Ankara'dan kalkan uçak, Körfez'in incisi Kuveyt'e doğru yol alırken, aslında taşıdığı yükün ağırlığı herkeste hissediliyordu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 21 Ekim 2025 tarihinde gerçekleştirdiği bu ziyaretle sadece bir devlet başkanının rutin temaslarını tamamlamıyordu. Hayır, bundan çok daha fazlasıydı.
Resmi törenler ve protokol kurallarının ötesinde, iki dost ülkenin gelecek vizyonu konuşuldu adeta. Şeyh Mişal el-Ahmed el-Cabir es-Sabah'ın karşılaması sıradan bir devlet geleneğinden ibaret değildi - samimiyet gözlerden okunuyordu, eller sıkışırken.
Masada Neler Vardı?
Görüşmelerde ticari işbirliği en öne çıkan başlıklardan biriydi. İki ülke arasındaki ticaret hacminin artırılması için somut adımlar konuşuldu. Enerji işbirliği ise -kimse inkâr edemez- stratejik önem taşıyordu. Petrol zengini bu küçük ülke ile Türkiye'nin enerji alanındaki işbirliği potansiyeli gerçekten heyecan verici.
Güvenlik konuları da masadaydı elbette. Bölgesel istikrarın sağlanması, terörle mücadele -biliyorsunuz bu her zaman öncelikli gündem maddemiz- ve askeri işbirliği detaylı şekilde ele alındı. Ortak tehditlere karşı ortak cevaplar arandı.
Protokoller ve Anlaşmalar
Ziyaret sırasında imzalanan belgeler, ilişkilerin sadece sözde kalmayacağının göstergesiydi. Çeşitli alanlarda mutabakat zaptı ve işbirliği protokolleri için imzalar atıldı. Bu belgelerin pratiğe dökülmesi -umarım- çok zaman almayacak.
Kuveyt'teki Türk toplumuyla buluşma ise ziyaretin belki de en duygusal anlarından biriydi. Vatandaşlarımızla bir araya gelen Cumhurbaşkanı, onların sorunlarını dinledi, beklentilerini not aldı. Yurtdışındaki vatandaşlarımızla kurulan bu bağ -size katılıyorum- diplomatik ilişkilerin insani boyutunu hatırlatıyor.
Sonuçlar ve Beklentiler
Ziyaretin tamamlanmasının ardından, iki ülke arasındaki ilişkilerin yeni bir dönemece girdiği açık. Ekonomiden güvenliğe, enerjiden kültürel işbirliğine kadar uzanan bu geniş yelpaze, gelecek için umut verici.
Diplomasi bazen yavaş işleyen bir makine gibidir - ama bu ziyaretin hızlandırıcı etkisi olacağı kesin. Körfez'deki bu önemli ülke ile ilişkilerimiz, inanıyorum ki daha da güçlenecek. Zaman gösterecek tabii, ama işaretler olumlu.
Erdoğan'ın uçağı Ankara'ya doğru havalanırken, arkasında sadece resmi görüşme tutanakları değil, iki ülke arasında güçlenen bir dostluk bağı bıraktı. Ve bu -bana sorarsanız- protokollerden çok daha değerli.