
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, son günlerde dillere pelesenk olan o çarpıcı ifadenin – 'müdahale ederiz' – altında yatan gerçekleri ilk kez bu kadar net ortaya koydu. Sanki bir satranç tahtasında hamlelerini açıklayan bir usta gibi, Türkiye'nin bölgedeki vazgeçilmez rolünü bir kez daha hatırlattı.
"Biz uyarımızı yaptık" diyor Fidan, kelimelerini özenle seçerken. Aslında bu basit cümlenin ardında, yıllardır süren diplomatik tecrübenin getirdiği o keskin duruş yatıyor. Türkiye'nin uluslararası arenadaki ağırlığını hissettiren bir duruş bu.
Diplomasinin Dili: Sert Ama Ölçülü
Konuşmasının bir yerinde, "Bölgedeki gelişmeleri yakından izliyoruz" derken ses tonundaki o ince vurgu, aslında ne kadar ciddi olduklarının da bir göstergesi. Fidan'ın kelimeleri adeta bir terazi gibi – ne fazla sert, ne fazla yumuşak. Tam olması gereken ölçüde.
Bir an durup düşünüyorsunuz: Acaba bu açıklamalar, son dönemde artan gerilimlere bir yanıt mı? Fidan bu soruya direkt cevap vermese de, "Türkiye olarak sınırlarımızın güvenliği bizim için en öncelikli konudur" sözleriyle aslında her şeyi anlatıyor.
Uzlaşma mı, Sert Tepki mi?
İşin ilginç yanı, Fidan'ın konuşmasında hem diplomasiye vurgu yapması, hem de gerektiğinde sert önlemler alabileceklerini ima etmesi. Bu ikilem değil aslında – tam tersine, Türk dış politikasının o ince ayarını yansıtıyor.
"Diplomatik kanalları sonuna kadar zorluyoruz" diye ekliyor Bakan. Ama hemen ardından, "Ancak gerektiğinde başka seçenekler de masada" cümlesi geliyor. Burada 'başka seçenekler' derken ne kastettiğini anlamamak mümkün değil.
Son dönemde yaşanan gelişmeler, Türkiye'nin bölgedeki aktif politikasının ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gösterdi. Fidan'ın bu açıklamaları da, adeta bu gerçeğin altını çiziyor.