Doha'da hava ağır ama umut dolu. Tam da böyle zamanlarda diplomasinin gerçek ağırlığı hissediliyor zaten. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve MİT Başkanı İbrahim Kalın'ın katıldığı o kritik buluşma, aslında bölgedeki gerilimin ne denli yüksek olduğunu gösteriyor.
Görüşme masasında Hamas'ın siyasi lideri İsmail Heniye vardı. Yanında da hareketin üst düzey isimleri. Bu buluşma öyle sıradan bir diplomatik temas değil, daha ziyade fırtına öncesi sessizlik gibiydi adeta.
Gergin Ama Umutlu Bir Ortam
Salonda konuşulanlar resmi kaynaklara yansıdığı kadarıyla... İsrail-Filistin meselesinin tüm boyutları masaya yatırılmış. Özellikle Gazze'deki insani durumun vahameti üzerinde ciddi şekilde durulduğu anlaşılıyor. Fidan'ın bu konudaki ısrarı dikkat çekici doğrusu.
Kalın'ın ise istihbarat diplomasisi denilen o ince çizgide nasıl hareket ettiğini tahmin etmek zor değil. Adamın tecrübesi zaten her halinden belli oluyor. Bu tür görüşmelerde her kelimenin tartılarak seçildiğini biliyorum.
Asıl Hedef Ne?
Şimdi insan merak ediyor tabii - acaba Ankara'nın bu hamlesinin arka planında ne var? Bölgede kalıcı bir ateşkes mi hedefleniyor, yoksa daha büyük bir diplomatik hamlenin ilk adımı mı? Bana sorarsanız ikincisi ihtimali daha yüksek görünüyor.
Türkiye son dönemde Ortadoğu'daki etkinliğini artırmak için ciddi mesai harcıyor. Bu görüşme de aslında o stratejinin bir parçası. Hamas'la doğrudan diyalog kanallarının açık tutulması, Ankara'nın bölgedeki 'arabulucu' rolünü pekiştiriyor.
Düşünsenize - hem Batı dünyasıyla ilişkileri normalleştirme çabası hem de bölgesel aktörlerle doğrudan temas. Bu dengeyi kurmak gerçekten zor bir iş. Fidan ve Kalın ikilisinin bu ince diplomrasiyi yürütmekteki mahareti takdire şayan doğrusu.
Sonuç olarak, Doha'daki bu buluşma sadece bir istişareden ibaret değil. Daha ziyade bölgede yeni bir dengenin arandığının göstergesi. Bakalım önümüzdeki günlerde bu temasların meyvelerini görebilecek miyiz? Bence göreceğiz.