
Dünya, sağlık alanında adeta bir devrim yaşıyor. Artık stetoskopların ve laboratuvar raporlarının ötesinde, diplomasi masalarında da sağlık konuşuluyor. Peki bu ne anlama geliyor? İşte cevabı...
İnsanı Merkeze Alan Yeni Bir Yaklaşım
Geleneksel diplomasinin katı kuralları yerini yavaş yavaş daha esnek, daha insani bir yaklaşıma bırakıyor. Doktorların beyaz önlükleriyle girdikleri bu diplomatik koridorlarda, artık sadece hastalıklar değil, insanlığın ortak geleceği konuşuluyor.
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda geçen hafta yapılan konuşmalarda dikkat çeken detay şuydu: Artık ülkeler arasındaki sağlık iş birlikleri, sadece teknik bir konu olmaktan çıkıp insani bir diplomasi örneği haline geliyor.
Sayılarla Küresel Sağlık İş Birliği
- Son 5 yılda sağlık diplomasisi alanındaki uluslararası anlaşmalar %47 arttı
- 135 ülke, insani sağlık diplomasisi protokollerini imzaladı
- Pandemi sonrası dönemde sağlık alanındaki küresel iş birliklerine ayrılan bütçe 3 katına çıktı
Dünya Sağlık Örgütü Genel Direktörü'nün de dediği gibi: "Artık hiçbir virüs pasaport sormuyor. O halde biz neden sınırlarla kendimizi kısıtlayalım?"
Türkiye'nin Rolü: Köprü Ülke Olmak
Coğrafi konumuyla her zaman bir köprü vazifesi gören ülkemiz, sağlık diplomasisinde de önemli bir aktör haline geldi. Özellikle Afrika ve Orta Doğu ülkeleriyle yapılan sağlık iş birlikleri, bu alandaki deneyimimizi küresel ölçeğe taşıyor.
Sağlık Bakanlığı yetkililerinin ifadesine göre, Türkiye son 3 yılda 14 ülkeyle sağlık alanında stratejik ortaklık anlaşması imzaladı. Bu anlaşmalar sadece ilaç ve ekipman temini değil, personel eğitimi ve bilgi paylaşımını da kapsıyor.
Bir doktorun dediği gibi: "Artık reçetelerimizde sadece ilaç isimleri yazmıyor, aynı zamanda kültürler arası köprüler de kuruyoruz."