Londra'da siyasi arenada sıra dışı bir gelişme yaşandı. Tam 600'ü aşkın isim—siyasetin içinden deneyimli isimler, akademinin önde gelen beyinleri ve toplumsal hareketlerin yılmaz savunucuları—bir araya gelerek Başbakan Rishi Sunak'a çarpıcı bir çağrıda bulundu. Kâğıda dökülen her kelime, Ortadoğu'nun kanayan yarasına dair acil eylem ihtiyacı sinyalleri veriyordu.
Mektubun satır aralarında, İsrail'in Gazze'deki operasyonlarının "kolektif cezaya" dönüştüğü vurgusu dikkat çekiyor. Britanya hükümetinden, uluslararası hukukun çizdiği kırmızı çizgilere saygı gösterilmesi yönünde somut adımlar atması isteniyor. Kimi imzacıların ifadeleri oldukça sert: "Artık seyirci kalmak, suça ortak olmaktır!"
Kimler İmza Attı?
Listenin içinde eski bakanlar da var, sendikaların öncüleri de... İşçi Partisi'nin köşe taşlarından tutun da Yeşiller'in genç yüzlerine kadar geniş bir yelpaze söz konusu. Öyle ki, üniversite rektörlerinden sanatçılara uzanan bu tablo, İngiliz toplumunun farklı katmanlarının endişelerini yansıtıyor.
Mektupta dikkat çeken bir diğer nokta ise silah ticaretine dair çarpıcı istatistikler. İngiltere'nin İsrail'e yönelik askeri ihracatının son beş yılda nasıl katlandığı, rakamlarla ortaya konuluyor. "Bu silahların nereye gittiğini görmüyor musunuz?" sorusu, adeta okuyanın yüzüne bir tokat gibi çarpıyor.
Hükümetten Sessizlik
Downing Street'ten gelen tek yanıt, diplomatik nezaketin soğuk duvarlarına çarpıyor: "Dış politikamız her zaman insan haklarına saygı temelinde şekillenir." Ancak imzacılar bu klişe açıklamayla yetinmeye niyetli değil. Önümüzdeki günlerde Parlamento önünde planlanan eylemler, baskının dozunu artıracak gibi görünüyor.
Bu mektup, sadece bir kâğıt parçası değil elbette. Britanya'nın Ortadoğu politikalarında tarihi bir kırılma noktası olabilir. Ya da—ne yazık ki—arşivlerde unutulmuş bir belge... Zaman gösterecek.
