
Dış politikada adeta bir satranç oyunu gibi ilerleyen hamleler, bu kez Stratejik Ortaklık Zirvesi'nde şekillendi. Ankara'nın uluslararası arenadaki ağırlığını hissettirdiği buluşmada, müttefiklerle köprüler sağlamlaştırılırken, yeni iş birliği kapıları da aralandı.
Ekonomik İş Birliğinde Somut Adımlar
Masaya yumruğunu vururcasına oturan delegeler, en çok ticari bağların güçlendirilmesi konusunda hemfikirdi. (Kimilerine göre bu, pandemi sonrası toparlanmanın en kritik ayağıydı.) Yatırımların önünü açacak mutabakatlar birbiri ardına sıralanırken, özellikle enerji ve teknoloji alanlarındaki protokoller dikkat çekti.
Güvenlik Konusunda Tarihi Anlaşma
"Artık istihbarat paylaşımı eskisinden çok daha farklı olacak" diyen bir yetkili, askeri iş birliğinin detaylarını anlatırken sesindeki güven hissediliyordu. Terörle mücadeleden siber güvenliğe uzanan geniş yelpazede alınan kararlar, bölgesel dengeleri de etkileyecek türden.
- Savunma sanayii ortak üretim projeleri hız kazanıyor
- Sınır güvenliği için yapay zeka destekli yeni sistemler devrede
- Askeri eğitim programlarında karşılıklı personel değişimi artacak
Zirvenin belki de en çok konuşulan başlığı ise -beklentilerin aksine- iklim kriziyle mücadele oldu. "Yeşil diplomasi" vurgusunun altının çizildiği oturumlarda, sürdürülebilir kalkınma için somut taahhütler verildi.
Kültürel Diplomasiye Vurgu
"Soft power" denilen o ilginç kavram bu kez hiç olmadığı kadar ön plandaydı. Üniversiteler arası değişim programlarından ortak film prodüksiyonlarına kadar pek çok proje, ilişkilerin halkalar arasındaki boyutunu güçlendirecek. (Tabii bütçe onayları çıkarsa!)
Sonuç olarak; bu zirve, Türkiye'nin küresel arenadaki pozisyonunu bir kez daha perçinledi. Uzmanlara göre atılan imzalar, önümüzdeki 5 yılın politik ve ekonomik gündemini şekillendirecek nitelikte. Gerisi mi? Göreceğiz...