Gözler bir kez daha Meclis'e çevrildi. Çünkü devlet memurları ve emekli vatandaşların cebini doğrudan ilgilendiren o kritik düzenleme nihayet Genel Kurul gündemine geldi. Rayiç bedel meselesi - yani memur maaş artışlarının hesaplanmasında kullanılan o temel gösterge - şimdi milletvekillerinin elinde.
Aslında durum şu: Hükümet, bu yıl için rayiç bedel artış oranını yüzde 49,25 olarak belirlemişti. Fakat iş bununla bitmiyor. Meclis'teki görüşmelerde bu oranın daha da yukarı çekilmesi gündemde. Öyle ki, bazı milletvekilleri oranın yüzde 58'e kadar çıkarılmasını talep ediyor.
Peki Bu Ne Anlama Geliyor?
Kısa ve net: Daha yüksek zam demek. Eğer rayiç bedel oranı artırılırsa, memur ve emekli maaşları da buna paralel olarak yükselecek. Tabii bütçe üzerinde de ekstra bir yük oluşacak - ki bu da yaklaşık 70 milyar liralık ilave harcama demek.
Muhalefet partileri ise bu konuda oldukça kararlı görünüyor. "Memurun alım gücü korunmalı" diyorlar ve enflasyonun üzerinde bir artışın şart olduğunu vurguluyorlar. Hatta bazıları daha radikal önerilerle geliyor: "Neden yüzde 100 zam değil?" diye soruyorlar.
Bütçe ve Enflasyon İkilemi
İşin ekonomik boyutu ise gerçekten karmaşık. Bir yanda memurların satın alma gücünü koruma ihtiyacı, diğer yanda bütçe disiplini ve enflasyon üzerindeki olası baskılar... Uzmanlar, bu kadar yüksek bir artışın enflasyonu tetikleyebileceği konusunda uyarıyor.
Ama şu da var: TÜFE'deki (Tüketici Fiyat Endeksi) yükseliş dikkate alındığında, memurların reel kayıplar yaşadığı ortada. Yani nominal olarak maaşlar artıyor görünse de, enflasyon karşısında eriyor.
Şimdi bütün gözler Genel Kurul'daki tartışmalarda. Milletvekilleri hem memurların hem de ekonominin çıkarlarını dengelemek zorunda. Zor bir denklem bu - kimse kolay karar vermiyor.
Sonuç olarak, bu hafta Meclis'ten çıkacak karar milyonlarca memur ve emeklinin bütçesini doğrudan etkileyecek. Bekleyip göreceğiz - umalım ki doğru denge bulunsun.
