Ekonomi dünyasında rüzgarlar değişiyor. Türkiye'nin üretim sektörleri, artık 'ucuz işgücü' etiketinden kurtulup katma değerli ürünlerle küresel pazarda söz sahibi olmayı hedefliyor. Peki bu dönüşüm nasıl gerçekleşecek?
Rakamlar Ne Diyor?
Son verilere göre, otomotivden tekstile kadar pek çok sektör Ar-Ge yatırımlarını ikiye katladı. 'Biz de yaparız' diyenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Öyle ki, bazı şirketler artık mühendis istihdamına yıllık bütçelerinin %30'unu ayırıyor.
Yeni Nesil Üretim
Eskiden 'imalat' denince akla gelen klasik üretim modelleri tarihe karışıyor. Şimdi sıra; akıllı fabrikalarda, dijital dönüşümle harmanlanmış, inovasyon odaklı üretimde. İşin ilginci? Bu değişim sadece büyük oyuncularla sınırlı değil.
KOBİ'ler de teknolojiye ayak uydurmak için kolları sıvadı. 'Ya dönüşürüz ya da yok oluruz' diyen girişimciler, devlet desteklerinden faydalanarak adeta bir seferberlik başlattı.
Peki Ya Zorluklar?
- Uzman yetiştirme konusunda hala yolun başındayız
- Finansman bulmak özellikle küçük işletmeler için kabus olabiliyor
- Küresel tedarik zincirindeki aksaklıklar bazen projeleri sekteye uğratıyor
Ancak umutsuzluğa kapılmaya gerek yok. Çünkü bazı sektörlerde (örneğin savunma sanayi) katma değerli ürünlerin ihracattaki payı %65'lere ulaştı bile. Demek ki başarmak mümkün!
Ekonomistler ise bu dönüşümün Türkiye'nin orta gelir tuzağından kurtulması için kritik olduğu görüşünde. 'Ya şimdi ya hiç' diyorlar. Haklılar mı? Zaman gösterecek...
