
Her şey bir kitap rafında başladı. Türkuvaz Kitapları'nın arka sayfalarında saklanan o küçük notlar, aslında koca bir örgütün sırlarını ele veriyordu. Kim derdi ki, masum görünen satır araları, 15 Temmuz'un karanlık planlarının anahtarını taşıyor?
Öyle ki, bazı cümleler ilk bakışta sıradan edebi ifadeler gibi duruyor. Ama işin uzmanları, burada kullanılan kelime oyunlarının aslında örgüt içi bir şifreleme sistemi olduğunu fark etti. Mesela "bahar rüzgarları" dendiğinde, aslında "operasyon başlasın" denmek isteniyormuş.
Şifreler Nasıl Çalışıyordu?
İşte size çarpıcı bir detay: Örgüt üyeleri, kitaplardaki belirli sayfa numaralarını ve paragraf kombinasyonlarını kullanarak iletişim kuruyorlardı. 34. sayfanın 5. paragrafındaki 3. cümle... 72. sayfanın girişindeki italik yazı... Bunların hepsi önceden belirlenmiş kodlarmış.
- Renkli kapak tasarımları bile mesaj taşıyormuş
- Baskı tarihleri önemli operasyonların zamanlamasına işaret ediyormuş
- Yazar isimleri aslında kod adlarıymış
Bir istihbarat uzmanının dediği gibi: "Bu kadar detaylı bir sistem ancak yıllar süren planlamayla kurulabilirdi." Nitekim öyle de olmuş. 2000'lerin başından itibaren kurgulanan bu yöntem, nihayetinde 15 Temmuz'da kendini göstermiş.
Peki Ya Şimdi?
Uzmanlar, bu keşfin örgütün finans ağlarını çözmede kritik rol oynayabileceğini söylüyor. Çünkü bazı kitap satışları aslında para transferlerini kamufle etmek için kullanılmış. İnanması güç ama, popüler bir romanın 27. baskısının aslında hiç yapılmadığı, sadece hesap hareketlerini örtmek için kayıtlara geçirildiği ortaya çıkmış.
Sonuç olarak, bu kitaplar sadece kağıt ve mürekkep yığını değilmiş meğer. Her biri, adeta bir istihbarat servisinin arşivinden fırlamış gibi detaylarla dolu. Ve şimdi, bu sırlar birer birer gün yüzüne çıkıyor...