
Bir insanın dayanabileceği şeylerin sınırı var mıdır? Dr. Ebu Safiyye'nin hikayesi, bu soruyu yeniden düşündürüyor. Adeta bir kabus gibi başlayan ve aylarca süren işkence dolu günler, onu hem fiziksel hem de ruhsal olarak tüketmiş.
40 kilo kaybetti. Evet, yanlış duymadınız. Koca bir insanın neredeyse yarısı kadar... Öyle bir süreç ki, anlatırken bile içiniz acıyor. Sabahları uyandığında 'bugün ne olacak?' diye düşünmekten yorgun düşmüş.
İnsanlık Dışı Muamele
Olayın detayları yürek burkuyor. Bir doktor olmasına rağmen -ironik değil mi?- en temel sağlık koşullarından mahrum bırakılmış. Su, yemek, uyku... Hepsi kısıtlı. Sanki bir deney faresine dönüştürülmüş gibi.
Peki ya psikolojik etkiler? Onlar belki de fiziksel olanlardan daha derin. 'Acaba bir daha eski halime dönebilir miyim?' diye düşünüyormuş ara sıra. Kim bilir kaç gece bu düşünceyle uyuyamamıştır.
Umut Işığı
Ama insan ruhu öyle kolay pes etmiyor. En karanlık anlarda bile bir ışık bulmayı başarmış. Belki de bu yüzden hikayesini anlatmaya karar verdi - başkalarına umut olmak için.
Şimdi yavaş yavaş toparlanmaya çalışıyor. Kilo alması, yaralarının iyileşmesi zaman alacak elbet. Fakat o, yaşadıklarının bir insanlık ayıbı olarak tarihe geçmesini istiyor. 'Bunu kimse yaşamamalı' diyor, sesi titreyerek...