Gazze'de durum gerçekten içler acısı. İnsanların yüz ifadelerindeki çaresizliği görmek, en katı yürekleri bile parçalayacak türden. Her geçen gün biraz daha kötüye giden bu korkunç manzara, uluslararası toplumun acilen harekete geçmesi gerektiğini haykırıyor adeta.
Neredeyse 43 bin çocuk—evet, tam olarak kırk üç bin—açlıkla boğuşuyor. Onların minik bedenleri, bizim hayal bile edemeyeceğimiz zorluklarla mücadele ediyor. Ve hamile kadınlar... 55 bin gebe kadın, hem kendileri hem de doğmamış bebekleri için yeterli besine ulaşamamanın verdiği o tarifsiz endişeyi yaşıyor.
Uluslararası Yardım Çağrıları Artıyor
BM ve diğer insani yardım kuruluşları, durumun vahameti konusunda defalarca uyarıda bulundu. Fakat—ne yazık ki—bu uyarılar henüz somut bir çözüme dönüşebilmiş değil. Bölgeye insani yardım ulaştırmak, politik engeller ve lojistik zorluklar nedeniyle neredeyse imkansız hale gelmiş durumda.
Yerel halkın anlattıkları ise yürek burkuyor. "Çocuklarımızı doyuramamanın verdiği suçluluk duygusuyla yaşıyoruz" diyen bir anne, aslında hepimizin hissetmesi gereken utancı dile getiriyor belki de.
Peki Ya Çözüm?
Acilen—hemen şimdi—insani koridorların açılması gerekiyor. Gıda, ilaç ve temel ihtiyaç malzemelerinin bölgeye ulaştırılması için uluslararası toplumun daha etkili adımlar atması şart. Çünkü her geçen dakika, onlarca çocuğun hayatından bir parça daha gidiyor.
Bu sadece Gazze'nin değil, tüm insanlığın sorunu. Eğer bugün sessiz kalırsak, yarın çok daha büyük bir insanlık trajedisiyle yüzleşmek zorunda kalabiliriz. Unutmayalım: açlık, siyaset üstü bir meseledir.
