Gazze'de Açlık Felaketi: 5 Aylık Bebek Hayatını Kaybetti!
Gazze'de 5 Aylık Bebek Açlıktan Hayatını Kaybetti

Gazze... Dünyanın gözü önünde sessizce eriyen bir hayat daha. Sadece beş aylık küçük bir beden, açlığın amansız pençesine dayanamadı. İsrail'in kuşatması altındaki bu topraklarda, insanlık adeta bir testten geçiyor—ve maalesef sınıfta kalıyoruz.

Bebeğin trajik ölümü, bölgedeki insani durumun ne kadar vahim olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Yetersiz beslenme, tıbbi malzeme eksikliği ve temel ihtiyaçların karşılanamaması... Gazze'de yaşamak her geçen gün daha da imkansız hale geliyor.

Uluslararası Toplum Sessiz

Peki ya uluslararası toplum? Sanki hiçbir şey olmuyormuş gibi davranmaya devam ediyor. BM raporları, insan hakları örgütlerinin uyarıları—hepsi havada kalıyor. Ortadoğu'da yaşanan bu trajediye karşı küresel bir tepki yok denecek kadar az.

Gazze'deki hastanelerin durumu içler acısı. Doktorlar, temel ilaçlar olmadan çalışmak zorunda. Jeneratörler için yakıt yok. Ameliyatlar mum ışığında yapılıyor—inanabiliyor musunuz? 21. yüzyılda bu kadar acımasız bir manzara olabilir mi?

İnsanlık Onuru Ayaklar Altında

Bu sadece bir bebeğin ölümü değil aslında. İnsanlık onurunun nasıl ayaklar altına alındığının canlı bir kanıtı. Dünya liderleri siyasi hesaplar peşinde koşarken, masum çocuklar hayatlarını kaybediyor. Adaletsizliğin bu kadar pervasızca hüküm sürmesine izin vermek, hepimizin ortak başarısızlığı.

Gazze'deki durum düzelmek bir yana, her geçen gün kötüleşiyor. Abluka nedeniyle gıda, ilaç ve temel ihtiyaç malzemeleri bölgeye ulaştırılamıyor. İnsanlar—evet, sıradan insanlar—açlıkla mücadele ediyor. Çocuklar ise en savunmasız olanlar...

Belki de en trajik olanı, bu ölümlerin önlenebilir olması. Yeterli uluslararası baskı ve insani yardım ile Gazze'deki kriz çözülebilir. Ama irade yok. Siyasi çıkarlar, insan hayatından daha değerli görülüyor.

Bu küçük bebeğin ölümü, hepimizin vicdanına düşen bir kara leke. Tarih, Gazze'de yaşananlara kayıtsız kalanları affetmeyecek. İnsanlık adına konuşma zamanı—artık susmak yok!