Dünya, Gazze'de yaşanan insanlık dramına tanıklık ederken, UNICEF'in açıkladığı son rakamlar yürekleri dağlıyor. Resmi olmayan verilere göre -ki bunlar buzdağının sadece görünen kısmı- 64 binden fazla çocuk bu korkunç çatışmalarda ya hayatını kaybetti ya da yaralandı.
Aslında durum tahmin edilenden çok daha vahim. Bildiğiniz gibi, kayıt sistemleri çökmüş durumda ve birçok çocuk enkaz altında kaldığı için resmi kayıtlara geçemiyor. Gerçek sayıların çok daha yüksek olduğunu söylemek kehanet değil, basit bir mantık yürütme.
Hayatta Kalanların Durumu Daha mı İyi?
Ölenlerin acısı büyük ama yaşayanların durumu hiç iç açıcı değil. Yaralı çocuklar, tıbbi malzeme yokluğunda ameliyat edilemiyor, temiz su bulamıyorlar. İnsan, 'acaba hangi kader daha beter?' diye düşünmeden edemiyor.
UNICEF yetkililerinin ifadeleri ise durumun vahametini gözler önüne seriyor: "Gazze'deki çocuklar için güvenli hiçbir yer kalmadı" diyorlar. Bu sözler aslında her şeyi özetliyor - evler, okullar, hastaneler... Hiçbiri artık güvenli değil.
Peki Ya Psikolojik Travma?
Fiziksel yaralar bir şekilde iyileşebilir belki ama psikolojik travmalar? O konuda iyimser olmak neredeyse imkansız. Sürekli bombaların gürültüsü, sevdiklerini kaybetmenin acısı, açlık ve korku... Bu çocukların normal bir hayata dönme şansı maalesef çok az.
Dünya bu trajediye seyirci kalmaya devam ederken, insan hakları örgütleri acil müdahale çağrılarını sıklaştırıyor. Ancak uluslararası toplumun tepkisi -açıkçası- beklenenin çok altında kalıyor.
Sonuç olarak, Gazze'de bir nesil kayboluyor. Hem fiziksel hem de psikolojik olarak. Ve bizler bunu izlemekle yetiniyoruz. Belki de en acı olanı bu.