Gazze'deki durum her geçen gün daha da içler acısı bir hal alıyor. İsrail'in saldırıları altında inleyen bölgede, masum çocukların hayatları bir bir sönüyor. Dünya ise adeta seyirci kalıyor.
Son dönemde yaşananlar, insanlık tarihinin kara lekesi olarak hafızalara kazınacak cinsten. Çocukların cesetleri sokaklarda, ailelerin feryatları ise gökyüzüne yükseliyor. Peki, bu vahşete dur demek için geç mi kaldık?
Çocukların Kanıyla Yazılan Tarih
Bombardıman altında kalan Gazze'de, en çok çocuklar etkileniyor. Henüz hayatın baharında olan bu masum yürekler, bir anda karanlığa gömülüyor. Hastanelerde yatak bulunamıyor, ilaç yok, elektrik yok... Kısacası umut da yok.
Birleşmiş Milletler'in verilerine göre son bir ayda ölen çocuk sayısı yüzleri buldu. Rakamlar soğuk geliyor kulağa, değil mi? Ama her bir rakamın ardında yok olan bir hayat, sönen bir ışık var.
Dünya Nerede?
Uluslararası toplumun tepkisi ise -eğer varsa- son derece cılız. Sanki herkes gözlerini kapamış, kulaklarını tıkamış. Oysa bu katliam televizyon ekranlarından, sosyal medyadan tüm çıplaklığıyla yansıyor.
Diplomatik koridorlarda dönen laflar, Gazze'deki çocuklara nefes olmuyor. Toplantılar, zirveler, açıklamalar... Hepsi havada kalan sözler. Peki ya eylem? O nerede?
- Hastane önlerinde annelerin çığlıkları
- Enkaz altından çıkarılan bebekler
- Okulların, oyun alanlarının hedef alınması
Bunlar artık sıradan haberler mi oldu? İnsanlık bu kadar mı duyarsızlaştı?
Bir Utanç Tablosu
21. yüzyılda yaşanan bu vahşet, aslında hepimizin yüz karası. Teknoloji çağında, iletişim devrinde böylesine bir katliama göz yummak... İnsanlık adına utandırıcı değil mi?
Gazze'de yaşananlar sadece Filistinlilerin değil, tüm dünyanın meselesi. Çünkü orada ölen her çocuk, aslında hepimizin geleceğinden bir parça götürüyor.
"Artık yeter!" demenin zamanı çoktan geldi de geçiyor bile. Peki, bu ses ne zaman yükselecek? Kim duyuracak bu çığlıkları? Yoksa insanlık gerçekten çok mu geç kaldı?
