Dünya, gözlerini Ortadoğu'ya çevirmiş durumda ve gelen haberler içler acısı. Öyle ki, bağımsız bir araştırma grubunun yayınladığı son veriler, tüyleri diken diken eden bir tabloyu gözler önüne seriyor. Gazze Şeridi'nde yaşananlar, bildiğimiz savaş tanımlarını bile zorluyor adeta.
Rakamlar mı? Neredeyse inanılmaz. İsrail'in saldırıları sonucunda hayatını kaybedenlerin sayısının yarım milyon sınırını aştığı iddia ediliyor. Evet, yanlış duymadınız. Bu, koskoca bir şehrin nüfusundan fazla demek. Ve her bir sayı, aslında bir anne, bir baba, bir çocuk, bir hayat...
Uluslararası Toplum Nerede?
Peki ya uluslararası toplum? Bu korkunç tablo karşısında ne yapıyor? Maalesef cevap, beklenildiği gibi: Çok fazla bir şey değil. Birleşmiş Milletler'in açıklamaları ve bazı ülkelerin kınama mesajları, bu devasa insanlık trajedisinin yanında sönük kalıyor. Sanki dünya, bu kan gölünü seyreder durumda.
Araştırmayı yürüten ekip, verilere ulaşmanın inanılmaz zor olduğunun altını çiziyor. Bölgedeki iletişim kesintileri, yoğun çatışmalar ve erişim kısıtlamaları, gerçek bilançonun aslında çok daha yüksek olabileceğine işaret ediyor. Korkarım, en kötüsünü henüz görmedik.
Sadece Sayılardan İbaret Değil
Unutmayalım, bu sadece soğuk rakamlardan ibaret değil. Her kayıp, ardında yıkılmış aileler, travma geçiren çocuklar ve bir daha asla eskisi gibi olmayacak bir toplum bırakıyor. Yaralı sayısı zaten yüz binlerle ifade ediliyor. Altyapı neredeyse tamamen çökmüş durumda. Temiz su, gıda ve ilaç erişimi ise neredeyse yok denecek seviyede.
Dünya Sağlık Örgütü yetkilileri, durumu "modern zamanların en ağır insani krizlerinden biri" olarak tanımlıyor. Bana sorarsanız, bu tanım bile hafif kalıyor. Yaşananlar, bir neslin geleceğinin karartılması anlamına geliyor.
Peki, bu rapor bir şeyleri değiştirecek mi? Umarım evet. Umarım bu korkunç gerçek, dünya liderlerinde bir uyanışa sebep olur ve derhal anlamlı adımlar atılır. Çünkü her geçen saniye, daha fazla can kaybı demek. Ve artık yeter!