Dünya, son günlerde İsrail'in Gazze'ye yönelik insanlık dışı saldırılarına tanıklık ediyor. Sivillerin hedef alındığı bu vahşet karşısında küresel kamuoyu adeta çığlık atıyor.
Cuma namazı sonrası başlayan protestolar, onlarca ülkede dalga dalga yayıldı. İnsanlar, 'Artık yeter!' diyerek meydanları doldurdu. Kimi ülkede binler, kimi ülkede on binler... Hepsi aynı acıya ortak oldu.
Batı'nın İkiyüzlülüğü Maskesi Düştü
Batılı ülkelerin -her zamanki gibi- ikiyüzlü tutumu ise tepkileri katladı. Bir yandan insan haklarından dem vurup öte yandan katliamlara göz yummak... Bu nasıl bir çelişki? Dünya artık bu sahteliği görüyor.
Özellikle ABD ve Avrupa Birliği'nin sessizliği, adeta suça ortaklık anlamına geliyor. Sözde 'medeni' dünyanın bu vahşete seyirci kalması, tarih önünde kara bir leke olarak kalacak.
Türkiye'den Sert Tepki
Türkiye, bu insanlık dramı karşısında en güçlü duruşu sergileyen ülkelerden biri oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 'vahşet' olarak nitelendirdiği saldırılar, Dışişleri Bakanlığı nezdinde de kınandı.
Ankara'daki İsrail Büyükelçiliği önünde toplanan kalabalık, Filistin halkının yanında olduklarını haykırdı. 'Katil İsrail' sloganları, soğuk havaya rağmen yankılanmaya devam etti.
Uluslararası Kuruluşlar Harekete Geçmeli
BM ve diğer uluslararası örgütlerin acilen harekete geçmesi gerekiyor. Sivillerin korunması için somut adımlar atılmazsa, bu vahşet döngüsü asla son bulmayacak.
İnsan hakları örgütleri, yaşananları 'savaş suçu' olarak nitelendiriyor. Peki ya sonuç? Belgesel kanıtlar olmasına rağmen failler hâlâ cezasız. Bu nasıl bir adalet anlayışı?
Dünya, Gazze'de yaşananlara kayıtsız kalmamalı. Her ölen sivil, hepimizin insanlığından bir parça götürüyor. Bugün onlar, yarın belki başkaları... Bu korkunç senaryo durdurulmalı.
