İnsanlık adına kara bir leke daha... Uluslararası sularda seyir halindeyken, tamamen sivillerden oluşan ve tek amacı açlıkla pençeleşen Gazze halkına bir nefes olmak olan yardım filosu, kimliği belirsiz güçlerin hedefi haline geldi. Olay, insani yardım çabalarının önüne geçilmek istenmesi açısından tüyler ürpertici.
İHH İnsani Yardım Vakfı'nın öncülüğündeki bu hayati sefer, onlarca gönüllü aktivist ve tonlarca insani malzeme ile yola çıkmıştı. Amaçları basit ve insaniydi: sınırları kapalı bir şekilde ablukaya alınmış Gazze'deki çocuklar, kadınlar, yaşlılar; kısacası hayatta kalmaya çalışan herkes için bir umut olabilmek.
"Biz Sadece Yardım Götürüyorduk"
Olay yerinden ilk açıklama, filodaki bir Türk aktivistten Sabah'a özel olarak geldi. Sesindeki titreme ve öfke karışımı duygu, durumun vahametini tüm çıplaklığıyla ortaya koyuyordu. "Bu bir savaş suçudur" diye haykırıyordu aktivist, "Silahsız, savunmasız, üzerinde hiçbir tehdit unsuru taşımayan bir konvoya saldırmak, insanlığa yapılmış bir saldırıdır. Biz sadece gıda ve ilaç götürüyorduk. Nefes götürüyorduk!"
Saldırının nasıl gerçekleştiğine dair detaylar hâlâ netlik kazanmaya çalışılsa da, uluslararası hukukun çiğnendiği açık. Kim, ne amaçla böyle bir insanlık dışı harekete girişti? Cevap bekleyen onlarca soru var.
Dünya Sessizliğe Gömüldü
En can sıkıcı kısım ise uluslararası toplumun sessizliği. Böyle bir olay yaşanırken, dünyanın gözünün önünde, dünya liderlerinden ve kuruluşlarından anlamlı bir tepki gelmemiş olması, insan hakları söylemleriyle örtüşmüyor. Adeta çifte standartlar bir kez daha kendini gösterdi.
Peki ya sonrası? Aktiviste göre, bu saldırı onları yıldırmak bir yana, daha da güçlendirmiş. "Yılmadık, yılmayacağız" diyor. "Bu zulüm karşısında pes etmek yok. İnsani yardım çalışmalarımızı durdurmayacağız, Gazze'nin yanında olmaya devam edeceğiz."
Bu olay, sadece bir filonun saldırıya uğraması değil; insani değerlerin, vicdanın ve uluslararası hukukun hedef alınmasıdır. Dünya, bu sessizliğiyle nereye gidiyor? Cevabı bilmek oldukça zor.
