Küresel Dayanışma Filosu'ndan İsrail'e Meydan Okuyan Hamle: Gazze'ye Yolculuk Kararlılıkla Devam Ediyor!
Küresel Filo Gazze Yolunda: İsrail Tehdidine Rağmen!

Dünyanın dört bir yanından bir araya gelen sivil aktivistler, inanılmaz bir kararlılıkla İsrail'in tüm engelleme girişimlerine meydan okuyor. Adeta bir insanlık sınavına dönüşen bu yolculuk, uluslararası sularda sessiz bir direnişe sahne oluyor.

Küresel Dayanışma Filosu'nun organizatörleri, İsrail yetkililerinin yaptığı son açıklamalara hiç aldırış etmeden yolculuk planlarını aksatmadan sürdürüyor. 'Bizi durduramayacaklar' diyorlar, hem de öyle bir tonla ki, bu sözler boş bir tehditten çok insanlık onurunun bir manifestosu gibi yankılanıyor.

Tehditlere Rağmen Değişmeyen Plan

İsrail Dışişleri Bakanlığı'nın 'ülkeye yaklaşmaları halinde ciddi sonuçlarla karşılaşacakları' yönündeki uyarısı, aktivistlerin moralini bozmak bir yana daha da kamçılamışa benziyor. Kimi gözlemciler 'Pes etmeyecekler, bu iş böyle bilinmeli' yorumunu yaparken, filonun kararlılığı uluslararası toplumda hayranlık uyandırıcı bir boyuta ulaşmış durumda.

Filonun sözcülerinden biri, 'Amacımız sadece insani yardım ulaştırmak değil, aynı zamanda Gazze'deki insanlara yalnız olmadıklarını hissettirmek' diyor. Bu sözler, aslında tüm bu çabanın özünü özetliyor: dayanışma.

Geçmişten Ders Almış Bir Hareket

2010 yılındaki Mavi Marmara baskını, hafızalardaki tazeliğini korurken, bu seferki organizatörler çok daha farklı stratejiler izliyor. 'Artık daha tecrübeliyiz' diye ekliyorlar, 'uluslararası hukuku sonuna kadar kullanacağız'.

Gemiye alınacak gazeteciler, insan hakları gözlemcileri ve hukukçularla adeta bir 'şeritli' koruma kalkanı oluşturulmuş. İsrail'in uluslararası arenada daha fazla yıpranmak istemeyeceği aşikar.

Yolculuğun Perde Arkası

Gemi, Akdeniz'in sularında ilerlerken içindeki yolcular sadece fiziksel bir yolculuk yapmıyor. Her biri, inandıkları bir dava uğruna risk alan sıradan insanlar: öğretmenler, doktorlar, emekliler, öğrenciler...

Aralarında tanıştığım bir yaşlı çift, 'Bu yaşımızda belki de son kez anlamlı bir şey yapıyoruz' derken gözleri doluyordu. İnsan, bu tür sahnelere tanık olunca 'İnsanlık bitmemiş' demekten kendini alamıyor.

Yolculuğun teknik detayları ise hayli ilginç: rotalarını sürekli güncelliyorlar, iletişim protokolleri katı, ve her an her şeye hazırlıklı olmak zorundalar. Bu, modern zamanların en sıra dışı sivil itaatsizlik eylemlerinden biri belki de.

Uluslararası Tepkiler ve Sessiz Kalışlar

BM'nin bu konuda ne kadar 'etkisiz' kaldığıysa ayrı bir tartışma konusu. Diplomatik koridorlarda fısıltılar dolaşıyor ama somut adımlar hâlâ yok. Avrupa Birliği ülkeleri ise -suratlar- asarak olan biteni izlemekle yetiniyor.

Sonuçta, bir grup idealist insan, hükümetlerin yapamadığını yapmaya çalışıyor. Ironiye bakar mısınız?

Bu yolculuk sadece Gazze'ye yardım ulaştırmaktan çok daha öte bir anlam taşıyor. Dünyanın unutmaya yüz tuttuğu bir değeri, insan dayanışmasını hatırlatıyor. Ve evet, riskler büyük ama inandıkları değerler çok daha büyük.

Peki ya sonra? Kimse kesin bir şey söyleyemiyor. Ama bir şey var ki, bu filo artık sadece bir yardım gemisi değil, bir direniş sembolü haline geldi. İnsanlığın onuru adına verilen bu mücadele, tarih sayfalarında hak ettiği yeri alacak gibi görünüyor.